Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ebû Osman el-Edemî, Ebû Hanîfe ve Ömer b. Osman eş-Şimmezî ile Mekke’de bir araya geldiğini, Ömer’in Ebû Hanîfe’ye şunu sorduğunu anlatır: “Bana, Allah’ın domuz yemeyi haram kıldığını ancak Allah’ın haram kıldığı domuzun bu domuzla aynı olup olmadığını bilmediğini iddia eden bir kimsenin durumunu söyler misin?” O (Ebû Hanîfe), “O kimse mü-mindir” dedi. Bunun üzerine Ömer, “Allah’ın Kâbe’ye haccı farz kıldığını, ancak Kâbe’nin bu mekânın dışında olup olmadığını bilmediğini iddia eden kimse hakkında ne dersin?” dedi. [Ebû Hanîfe], “Bu da mümindir” dedi. [Ömer], “Allah’ın Muhammed’i gönderdiğini ve onun Allah’ın resulü olduğunu biliyorum; ancak onun zenci olup olmadığını bilmiyorum, derse (ne dersin?)” dedi. [Ebû Hanîfe], “Bu da mümindir” dedi. Ebû Hanîfe, dinden [aklî] çıkarım yapılan bir şeyi iman saymamıştır. O, imanın bölünmediğini, artmadığını ve eksilmediğini, iman konusunda insanların birbirinden üstün olmadıklarını iddia etmiştir. Gassân ve Ebû Hanîfe’nin taraftarlarının çoğu, seleflerinden şunu naklederler: İman, “İkrar, Allah’ı sevmek, O’nu yüceltmek, O’dan korkmak, O’nun hakkında küçümsemeyi terk etmek”tir; iman artmaz ve eksilmez.
Sayfa 212 - TYEK
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.