Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

655/1257 yıllarında Moğollar'dan Mengü Han' ın kardeşi Hülegü Tebriz'e doğru yürürken Halife Musta'sım'a bir mektup yollayıp tutumunu değiştirmesini, yoksa zararlı çıkacağını bildirdi. Halife buna çok mağrurca bir cevap verdi ve Tatar halkını tahkir etti.Buna ölçüsüz şekilde kızan Hülegü başkent Bağdat'a karşı büyük bir ordu ile yürümeye koyuldu. Şehri kırk gün kuşattı; dört yandan ateşe verdi. Halife ancak o zaman işin ciddiyetini anladı. Hülegü ile bir anlaşmaya varabilınek amacıyla konuşma isteğinde bulundu, ama elçileri öldürüldü. Artık Musta'sım'ın umudu büsbütün kırıldı, teslimden başka çaresi kalmamıştı. Kardeşi ve iki oğlu,ayrıca birkaç yakını ile birlikte sağ bırakılmak koşuluyla teslime razı oldu. Maiyetinde kadılar, şeyhler, imamlar ve şehrin ileri gelenleri olduğu halde Moğollar'ın çadırına gitti. Yalnız Halife ve üç prens ve üç de maiyet erkan ı içeri alındılar. Önce, şehirde silahlı kişilerin silahlarını bırakarak kalenin dışında toplanmalarını Halife'ye emrettirdiler. Halife emretti diye Bağdat halkı şehrin surları dışında silahsız olarak toplanınca Moğollar onları kılıçtan geçirdiler. Ertesi gün sabah vakti Hülegü kadın ve çocuklar ayırt edilmeden hepsinin öldürülmesini emretti. Hastahanelerdeki hastalar, medreselerdeki öğrenci ve hocaları bile bu şiddet hareketinden kurtulamadılar. Dicle irmağı bir kaç mil öteye kadar kırmızı aktı. Şehir yağma edildi. Yıllar boyunca toplanmış eski İran eserleri bir iki saat içinde ya tahrip edildi ya alınıp götürüldü. Kubbeler, süslü saraylar yerle bir •edildi. Kitaplıklardaki değerli kitaplar ya yakıldı ya ırmağa atıldı. Böylece beş yüz yılda meydana getirilen bu değer biçilmez hazineler ebediyen yitip gitti.
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.