Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Butik yayınlar
Zen ustaları der ki: Eğer gerçekten esas yüzünüzü görmek istiyorsanız doğumunuzdan önceye döneceksiniz, doğmadan önce yüzünüzün nasıl olduğunu veya öldükten sonra nasıl olacağını düşünmek durumunda kalacaksınız. Doğumla ölüm arasında bir sürü sahte surat edinirsin. Küçük bir çocuk bile hileler, diplomatik numaralar öğrenir. Ufacık bir çocuk -belki bir günlükken- öğrenmeye başlar, çünkü gülümserse annesini pek memnun ettiğini görür. Gülümsediğinde annesi ona süt veriyordur. Gülümserse annesi onu kucaklayıp okşuyordur. Böylece bir hile öğrenmiş olur ve kucaklanmak, öpülmek, ilgi görmek istiyorsa gülümser. İşte bir politikacı, bir diplomat doğmaktadır. Ne zaman annesinden ilgi beklese...Gülümsediği anda annesi koşarak gelir. O anda gülümsemeyi isteyip istemediği önemli değildir, o annesini istemektedir, annesine istediğini yaptırmak niyetindedir. Bir hilesi, stratejisi, öğrendiği bir taktik vardır: Gülümse ki annen gelsin! Böylece gülümsemeye devam eder ve ne zaman birisiyle yakınlaşmak istese yine gülümser. Ve bu yüz gerçek yüzü olmayacaktır. Gülümsemelerin gerçek değil. Gözyaşların da değil.
Sayfa 242 - Ahlak ve Dindarlık Arasındaki Fark ÜzerineKitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.