Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Gönderi
tutkulu aşklara !
Gerçek hayatta yaşanarak ortaya çıkmayan duygular, asla kendilerine bir dünya kuramazlar.
İşte Charlotte Bronte’nin “ Jane Eyre” kitabı da; gerçek hayatta yaşanan olaylardan hareket ederek; anne ve babasını daha hiç görmeden kaybeden, dayısının evinde bir sığıntı gibi yaşayan küçük bir kızın hayatında meydana gelen; acı, dram, hüzün, sevinç, aşk, ileri derecede gurur’un anlatıldığı; tutkulu romantizm, epik, lirik, psikolojik bir romandır.
Küçük Jane Eyre, 7-8 yaşlarında ölen dayısının vasiyetiyle yengesi ve 3 yeğeni ile İngiltere’de bir kasabada yaşamaktadır. Yengisi ve kuzenleri ile geçinemediği, ve kendisine çok kötü, adi bir yaratık gibi davranıldığı için, kızların okuduğu dini bir okula yatılı olarak verilmiştir. Burada 6 yıl öğrencilik, 2 yılda öğretmenlik yaptıktan sonra ayrılmaya karar verir Jane. Yaşı henüz 18'dir.
Bir gazeteye verdiği ilanla bir çiftlikte mürebbiyelik işini bulur ve çalışmaya başlar. Durumu gayet yerinde ve görevlerini en iyi şekilde yapmaktadır. İşverini olan bay Rochester ‘in kendisine ilgisi vardır. Bu ilgi zamanla büyür ve jane de kendisinden 20 yaş büyük bay Rochester ‘e aşık olur. İlişkileri zamanla ilerler. Rochester uğraşları sonunda genç Eyre’yi evliliğe ikna eder. Evlilik günü sabah erkenden kiliseye giderler. Papaz nikahı kıyacağı esnada rutin olarak “ bu evililiğe karşı olan varsa şimdi konuşsun, ya da sonsuza kadar sussun “ dedikten sonra, gizlenen iki kişi ortaya çıkarak “ bu nikah kıyılamaz, çünkü şu anda bay Rochester yasal olarak evlidir. Ve karısı kendi konağında akıl hastası olduğu için bir odada hapsedilmiş olarak yaşamaktadır “ diye söyleyerek nikahın kıyılmasına engel olunmuştur.
Bay Rochester, tüm olanları bayan Jane Eyre ‘ye anlatır. Daha önceki hayatına giren bir sürü kadın olduğunu, ama hiçbirini jane kadar sevmediğini, sadece kendisini iliklerine kadar sevdiğini dilinin döndüğünce anlatır. Ama Eyre’yi inandıramaz. Kadın koleksiyonlarına ben de eklenmeyeceğim diyerek, şafak sökmeden handan kaçar.
Kaçıp saklandığı yerde, Tesadüfen daha önce hiç tanımadığı kuzenlerini bulur.
Jane Eyre ‘ye yine tanımadığı amcasından 20 bin pound miras kalır. Jane bu parayı tek başına almak istemez. 3 kuzeni ile paylaşmak ister. Çünkü bu zamana kadar hiç ailesi olmadığından hep orada burada yaşamıştır. Kuzenleri ile beraber 1 yıla yakın yaşarlar.
Erkek kuzeni olan St.John, papaz olarak çalışıp, koyu katolik olarak Tanrı’ya kendini adamıştır. Sürekli insanlara yardım etmektedir. Tek amacı misyoner olarak Hindistan’a gitmektir. Bir süre sonra Jane Eyre ‘ye evlilik teklifi yaparak beraber hindistana gitmeyi önerir. Bütün ısrarlara rağmen jane bunu kabul etmez. Çünkü hala bay Rochester ‘i sevmektedir. Onu bir türlü unutamaz.
Bir gün bay Rochester ‘i tekrar görmek için yola çıkar. Eski yaşadığı yere gelir, fakat yaşadığı yer terk edilip harabeye dönmüştür. Çünkü Konakta yangın çıkmıştır. Olayın nasıl olduğunu ve bay Rochester ‘in deli karısının yangın çıkarıp intihar edip öldüğünü, bay Rochester ‘in bu olayda bir kolunu ve iki gözünü kaybettiğini acıyla öğrenir. Hemen bay Rochester ‘in yaşadığı yeri öğrenip yanına gider. Kendisini tüm kalbiyle sevdiğini söyler jane. Bay Rochester ‘i o haliyle kabul eder. Gerçekten çok sevmiştir ve bu olan kötülüklerin kendisinin yüzünden kaynaklandığına inandığından, bay Rochester ile evlenmeyi kabul eder. Kilisede sessizce evlenirler. Ayrı bedende bir kalp olurlar. Bir tane erkek çocukları olur. Gerçekten de aşkları “ tutkulu romantizm “dir.
Olay örgüsü bu şekildedir. Ayrıntısı kitapta mevcuttur.
Kitabın ana kahramanını analiz ettiğimde:
Bir yetim kız olan Jane Eyre, ailesiz ve yetimhane okullarında büyüdüğü için; onu canı ciğeri gibi sevecek, ciğerine basacak, bir gül gibi koklayacak, takdir edecek, ona değerli ve eşsiz olduğunu hissettirecek bir ailesi olmadığından, bu eksikliğini hep başkalarında aramıştır. Başkaları, ailesi gibi çıkarcı olmadığından, hep başı belaya gitmiştir jane eyre ‘nin. Bu duyguları başkalarında aramış, fakat bulamamıştır. Çok çok acı ve ızdırap çekmiştir. Bu acı ve elem nedeniyle, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmiş, kendini geliştirmiştir. Ama yaptığı her şeyden sıkılmış, rutini sevememiş, farklı arayışlar ve deneyimler içerisine dalmıştır. Çünkü iradesi ve aklı çok güçlüdür. İnsanları tanıma ve anlama yeteneği iyidir. Empati seviyesi yüksektir.
Jane Eyre, özgürlüğüne düşkün, bildiği yoldan dönmeyen , kısa boylu, çok güzel olmayan, zarif, güzel konuşan, resim yapan, erkek boyunduruğuna karşı çıkan feminist yönü güçlü olan bir kızdır. Taki bay Rochester ‘i tanıyana kadar. Başlarda bay Rochester ‘in kendisine olan sevgisini, diğerlerine duyduğu gibi bir heves olduğunu hissedip kaçmıştır. Zamanla bu sevgi bilinç altında iyice büyüyerek karşı koyamayacağı bir duruma gelmiştir. En sonunda onunla evlenmesi, feminist ve özgür ruhunu yitirmesine neden olmuştur. Fakat, Ayrı bedende bir kalp olmuşlardır. Ve bundan hiç sıkılmamış, olup , içindeki boşluk dolmuştur.
Doğa, hayatın bir erkek ile bir kadından meydana gelebileceğini, aksinin imkansız olduğunu göstermiştir. Kadın erkek,
Erkek de kadın için vardır.
Ayrıca Jane Eyre, inançlı, güçlü karekterli ve zeki, maddiyata asla önem vermeyen, çok acı ve ızdırap çeken; ama güçlü azmi ve iradesi sonucunda gelen “ mutluluk “u yakalamasını bilen bir kadın olmuştur.
Yazar, bu hikayede aslında kendi hayatını anlatmıştır. 3 kız kardeşi ile buna benzer hayatı olmuştur. Çünkü gerçek yaşananlar, hayatta kalabilir. Yalan olanlar yok olmaya mahkumdur.
Olaylar arasında sıkı bağlantılar, tesadüfler, vay be diyeceğiniz durumlar vardır. Yazar, okurken size her şeyi düşündürüyor ve ileride şu olabilir şeklinde öngörüde bulunma imkanı sunuyor.
Ben kitabı bayağı severek okudum. Olaylar çok çok akıcı bir dille sunulmuş. Okuyarak beyninizi rahatlıyor. Zaman su gibi akıyor.
Ayrıca bu İngilizler, ne çok okuyan bir millet böyle. Fakirin evinde bile kitaplığı, resimliği var. Gelişimi okumakta ve yazmakta görüyorlar. Haliyle dünyaya hükmediyorlar.
Kitapla ilgili kafamdakilerin hepsini söyledim. Daha ayrıntısını, siz sevgili roman severlere bırakıyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
·
173 görüntüleme
Çok güzel bir inceleme ellerinize sağlık. Benim favori kitaplarımdan 🎈 fazlasıyla övgüyü hak ediyor hem yazar hem eser. Ek olarak incelemeniz de👌👏💯
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.