Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ziyânkâr vakt-i hâl..
Bilhassa yolculuklarda ve de gün içinde her zaman mutlaka Farsça ve Osmanlıca sözlüklerim yanımdan ayrılmayan yoldaşlarımdırlar. En ufak anlık fırsatlarda dahi açar yeni bir sözcük kazandırmaya çabalarım kendime, bu çağda kendime yaptığım en kıymettar hediyelerimden olur bu sözcükler. Bu nasıl bir arayış, bu nasıl bir kaçış, bu nasıl bir firak? “Böyle bir çağın insanı olmak imtihan olarak hepimize yeter” demiş saygı değer Cahit Zarifoğlu. İnsan hiç görmediği ama hadsiz bir özlem ile hakkında okuduğu zamanlara nasıl bu kadar müpetelâ olabilir? İnsanların nezâketli, naif, dürüst, erdemli, olgun, güvenilir olduğu zamanlar.. sevginin, samimiyetin, sadâkatin, dilimizin, dinimizin, saygının, insanlığın, hayâ, tesettür, imânın ve ruhların tarifsiz berraklıktan parıldayan rahşan zamanlarda yaşamak isterdim. O tâbân Osmanlı’yı hayal edin, insanların o nezâketli gündelik konuşmalarındaki üslupları gönülleri seyyah taifesine katan münîr, râyihadar şiirler misali. Bu çağın tavırları, üslubu, yaşam tarzı, lisanı, değerleri, kişilik ve insanlığı, sadakati, samimiyeti, dinayeti; zerresi sinmiyor içime. Özlüyorum hiç tanımadığım insanları, zamanları, mekânları, şiirleri, imânı, huşûnun aslını, insanlığın özünü, samimiyet, hilm ve sevginin hesaba gelenini. Elhamdulillah ki Rabbim bizlere de kendini bu devirde bazı nimetlerin yok oluşuyla hatırlatıyor. Nimetler, sebepler, imtihanlar birbirlerine perde perde iken Sümme elhamdulillah! Bu iftikârımız son bulsun, İflâh eyle Ya Ehâd..🥀
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.