Vedat Türkali Jüri Özel Ödülü Yediler Teknesi'ninYediler Teknesi Abdullah Aren Çelik ile tanışma kitabım oldu. Çok değişik bir kitap, çok değişik bir hikaye okudum. Kurgusuyla, konusuyla gerçekten çok güzel bir distopyaydı Yediler Teknesi. Belki de modern bir Nuh Tufanı hikayesi de demek yanlış olmaz. Kalemi güzel bir yazarla tanışmanın mutluluğu ile kapadım kitabın kapağını.
Hikaye kitabın baş karakteri Eyüp'ün bir gün kapıda yıllardır haber alamadığı oğlunun ayakkabılarını bulmasıyla başlar. Ayakkabılarla birlikte bir de mesaj iletilir Eyüp'e. Bu mesajla Eyüp hem kendisine dair, hem oğluna hem de geçmişe dair sorularla başbaşa kalır. Eyüp için tek çıkış yolu günahlarından arınacağı bir yolculuğa çıkmaktır. Yalnız bu zorlu yolculuk için Eyüp'de dahil yedi kişiye ihtiyaç vardır ve sahipsiz ölülerin kemiklerinden yapılacak bir de tekneye.
Sait, Yazgan, Sedat, Enes, Arzuhalci,Talip ve Eyüp tuhaf bir belirsizliğe doğru yola çıkarlar. Hepsinin bu yolculuğa çıkmak için kendince nedenleri, geride bıraktıkları hikayeleri vardır.
Eyüp'ün kemiklerden yaptığı tekne ile güçbela bir araya getirip yola çıktığı yedi kişinin amacı ölen onca insanın namazını kıldırmaktır.
Zamansız bir kitap Yediler Teknesi. Mekan ise her ne kadar Siderya dense de dünyanın pek çok yerine benzer bir yer. Kule denilen yönetim deseniz hakeza bir o kadar tanıdık. Çok da güzel bir sistem eleştirisi de aynı zamanda.
Sözün kısası Yediler Teknesi son zamanlarda okuduğum çok değişik ve güzel kitaplardan biriydi. Şaşırtıcı sonunu söylemiyorum bile. Umarım çok okuyucuyla buluşur bu güzel kitap. Kitaptan bir alıntıyla bitireyim incelemeyi.
"Dünya kötülerin yaptığı kötülük yüzünden değil, iyi insanların sessizliği yüzünden bu halde."
Ne dersiniz kötülük karşısında susmak da yapılana ortak olmak değil midir biraz da.
Bu güzel kitabı herkese tavsiye ediyorum. Keyifle okunsun...