Mayısın bir fırtınası da Filizkıran. Bitkilerin filiz verdiği bu ayda kuvvetle eser ve bazı filizleri ucundan koparır. Bu yüzden ona Filizkoparan da denir ama bu fırtınanın kırıp koparması zarar sayılmaz, onunki bitkileri seyreltmek, aralarına yaşam boşlukları açmak için bir çabadır. Bitki filizleri ilk boylanışlarında uçlarından kırılırsa kökleri daha iyi gelişir, gücünü boya değil de köke veren bitki, ileride karşılaşacağı kış rüzgarlarına karşı direnç kazanır. Mayıs sonlarına doğru yaz ağaçları çiçekten meyveye dönmeye başlar. Bu küçük meyveler filizkıran gibi sert fırtınalarda dala tutunamayıp dökülür, buna halk arasında san yağması denir.
Erguvanın Yahuda'nın kendini astığı ağaç olduğu, bu yüzden o kendine has rengi aldığı rivayet edilir. Erguvanların çiçeklenişi vaktiyle İstanbul'da bayram diye kutlanırmış.
Kork Abrilin beşinden öküz ayırır eşinden diye boşa dememişler, Rumi takvimde 5 Nisan'a denk gelen April Beşi, sayılı günlerdendir yani nesiller boyu tecrübe edilmiş şaşmaz doğa olaylarından biri.