Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Buda şöyle der: "Budist olmayan bile, dört unsurdan -toprak, su, ateş ve hava- oluşan bedeninin öz olmadığını kabul eder, ancak o kendi özünü, 'zihin' olarak isimlendirilende görür. Fakat bu bir takıntıdan başka bir şey değildir. Bedeni benlik olarak isimlendirmek daha az hatalı olur, çünkü o, yüzyıl yaşayabilir; öte yandan zihin, ormanda daldan dala tutunan maymun gibi çok kararsızdır. " Maddi şeyler hakkında verilen bu açıklama da aynı şekildedir. Sağduyu, duyumlar dışarıdan alındığında bu duyumların bir nesneyi, mesela bir kavanozu karakterize eden renk gibi muayyen sıfatlara karşılık geldiğine inanır. Buda için bu sıfatlar ya da duyu verileri, nesnenin kendileridir ve o, bu duyu verilerinden farklı bizatihi var olan bir cismin varlığını reddeder. Onu görme duygusu vs. gibi özellikler durumunda bilmenin hiçbir vasıtası olmadığı şek- lindeki bir hurafe olarak reddeder. O zaman benlik gibi maddi şeyler de, temel bir birliği olmayan toplamdır. Bu doktrin, Sanskritçede nairatmya-vada (benliğin yokluğu doktrini) olarak tasvir edilir. Olumsuz olan nairatmya terimi bize, nesnelerin ne olmadığını, olumlu olan samghata terimi ise, onların ne olduğunu anlatır. Bu yüzden Budizme'e göre, mesela "o düşünür" ya da "o beyazdır" dediğimizde, bu-radaki "o" ile "yağmur yağıyor" dediğimizde kastettiğimizden daha fazla bir şeyi kastetmeyiz. Budist literatürde bu doktrinin tam anlamını bize kabul ettirecek, en iyi bilinenlerden birinin araba hikayesi olduğu birkaç hikaye vardır. Bu, en eski kitaplarda zikredilir, ancak tam olarak Hindistan'ın kuzeybatısında Hıristiyan döneminin başlarında tertip edilen ve Yunan kralı Menander ile Nagasena isimli bir Budist bilgesinin konuşmalarının bir anlatısını vermeyi hedefleyen Kral Milinda'nın Soruları'nda açıklanır. Milinda'nın Nagasena'yı görmeye gittiği bir gün bilge, özün yokluğu doktrini üzerinde konuşur; ancak onu ikna olmamış bulunca şöyle der: "Büyük kral, yürüyerek mi yoksa arabayla mı geldin?" "Ben yürüyerek seyahat etmem, beyefendi: Bir arabayla geldim." "Eğer bir arabayla geldiysen, büyük kral, o zaman arabayı tanımla. Direk, araba mıdır? Tekerlekler araba mıdır?" Akis vb. hakkında benzer sorular sorulduğunda prens, tek tek incelendiğinde onun bileşeni olan unsurlardan hiçbirinin araba olmadığını ve araba kelimesinin hususi bir biçimde "toplanmış" ya da bir araya getirilmiş bu parçalar için bir sembol olduğunu anlar. Sonra bilge, şunu ilave eder: "Aynı şekilde, öz kelimesi de, belli psişik ve fiziki faktörlerin toplamı için yalnızca bir isimdir. Tecrübe nesnelerinin hiçbiri, onu oluşturan parçalardan ayrı bir varlığın yerini tutmaz. Akılda tutulacak önemli şey, hem benlik hem de maddi dünya için verilen açıklamanın aynı oluşudur. Nairatmya doktrini, bundan dolayı, daha önce yapıldığı gibi yalnızca ruha uygulanarak anlaşılamaz. Hem ruh hem de madde, yalnızca karmaşık olarak var olurlar, tek, kendi kendine yeten bir varlık olarak değil."
Sayfa 118 - +119,120 pdf
·
174 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.