Frederic Lenoir uzun yıllar dünyayı gezip farklı tecrübelerii edinmiş, kendi deyimiyle hayatının anlamını aramış, bilgelik yolunda ilerlemiş bir entelektüel. 《》 Bu dünyaya sadece yemek yemeye, uyumaya, üremeye, mutlu olmaya, arzularımızın peşinden koşmaya mı geldik? Varoluşumuza bir anlam atfetmek zorunda mıyız? Öyleyse bu anlamı kendi içimizde mi yoksa dışarıda mı bulacağız? İnsanoğlu yaratılışından bu yana kendi varoluşu ile ilgili pek çok soruya cevap aradı, aramaya da devam ediyor. Frederic Lenoir antik çağdaki felsefi düşüncenin bugün neden olmadığını ise Tek tanrılı dinlerin zaferine bağlıyor. Antik çağda insanlar bilinmezliğin farkındaydı, a priori bilgi yoktu. Her şey keşfe açıktı. Fakat Tek Tanrılı dinler gelince iman aklın, dogmatik kesinlik de bilgelik arayışının yerini aldı. 《》 Bukowski'nin en sevdiğim sözlerinden biri aklıma geldi. "Bu dünyaya mutlu olmaya gelmediğimizi anladığımız anda; mutlu olmaya başlıyoruz." Evet kesinlikle öyle. Çünkü mutluluk kendi içinde büyük bir çelişki taşır. Boyunduruk altına alınıp ehlileştirilemez. Sizin isteğinize göre değil, evrenin kendi yasalarına göre şekillenir. Kalıcı bir his değil, gelip geçici anlık bir tebessüm bırakır siz de. Yani kısacası "Mutluluk varılacak bir hedef değil, yolda olma hissidir." 《》 Bu çağda bilgelik kolay bir hedef değil. Liseden beri saçma da olsa ben de böyle bir idealin peşinde gibiyim. Zihnen yorucu bir hedef. Frederic Lenoir kitabın girişinde neden bilgeliği arzuladığını şöyle açıklıyor: "Burada beni ilgilendiren felsefi anlamdaki bilgelik, hakkı verilmiş bir hayat ideali. Senin de emelin bu mu? Hayatta başarılı olmak, çok para kazanmak için iyi bir meslek sahibi olmak değil, hayatın hakkını vermek, yani iyi ve mutlu bir ömür sürmek mi?"

Arayanlar İçin Açıklamalı BilgelikFrederic Lenoir · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020242 okunma

·

320 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.