Kitap, mucizevi özelliklerle donatılmamış ve hayatın her anında karşılaşabileceğimiz birisi. Bana biraz Camus'nün Yabancı kitabındaki Meursault gibi geldi. Kusurlu bir insan. Bu kusuru karakterin hikayesini okurken karakteri kendimizle daha da özdeşleştirmemizi sağlıyor. Kusur demişken iğrenç bir insan da değil. Sadece elindekilerin kıymetini tam olarak anlaması için "kıyametin" gelmesini bekleyen birisi. Kitapta, astroid yağmurundan sonra kuzey şeridi neredeyse tamamen yok olan Britanya'da, kurtulanlar ve daha güvenli bölgelere göç etmek için mücadele eden insanlar bulunmakta. Bu insanların yolda çeşitli insanlarla olan münasebetleri; kaos ortamında insanların tamamen insanlıklarını yitirmemiş olmaları, iyinin hala iyiye iyi davranması ama hayatta kalabilmek için kötüyü yok etmesi; kötünün ise iyice gaddarlaşması söz konusu. Bu yolculuktaki tasvirler özellikle beni memnun etti çünkü karton karakterler, sadece amaçsızca sınırsız güç peşinde koşan insanlar değil. Bu karakterler de yine her yerde rastlayabileceğimiz kişiler. Bu her yerde rastlayabileceğimiz kişilerin kıyamet senaryosundaki halleri demek daha doğru olur. Kitabın başında ailesine olan tutumu, sonunda ailesine kavuşma isteği ve mücadelesi, kısacası her şeyiyle Ed (Edgar) çok iyi bir karakter. Bu macera tıpkı bir yol filmi gibi. Süreç içerisinde karakterin gelişimini çok beğendim. Kitabı tabi ki öneririm.

Kıyamete Koşanlar KulübüAdrian J. Walker · İthaki Yayınları · 2019117 okunma

·

189 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Onur Karabağ