Bir kayboluşun arayışa, vazgeçişin ise mümkün kılışa evrildiği bir şerh düşme, yazıyor arka kapağında. Gerçekten köklerini arayanların çoğu kötü çağrışımlı yaşanmışlıklar içinde gezintisi bu eser. Ülkemizin doğusunda Tehcir olayları gölgesindeki mecburi Ermeni ve Ezidi göçüne değiniliyor; çocukların eski eğitim sistemimizin bol dayaklı günlerine vurguyla türetilen müdürü dövüp kahramanlaşan C armalı ve 12 Eylül'ün cuntacı generali Kenan Evren'in ziyarete geleceğinden ötürü evini verilen emre rağmen beyaza boyamayıp yıkabilen Meçhul dedesi C(eork) Kevorkyan baş karakter ki; düşselden gerçeğe bir kurguyla ünlü Sophia Loren'e aşık aynı köyden sonradan ülkenin önemli köşe yazarı olan bölünemeyen Asal lakaplı Asaf'ın babası Yunis ile birlikte. Bölge malum, dünyanın top koşturduğu Mezopotamya olunca da yaşanan acılar, terkedişler ve sürekli kaybedişler. Karadeniz'in Rumları gibi kaçamayanların asimile olduğu Ermeni-Kürt veya Kürt-Ezidi karışımı topluluklar. Ve diğer yanda (kurgu gereği kitapta bahsi geçmeyen) 20yy başı Osmanlı dağılımında unutulAmayan Ermeni ve Rum çeteleri katliamları, diğer topluluklar: Anatolia gerçeği... Bu güzel eseri okurken; karşılaşılan gerçeklerin yanında toplumsal hafızamızda yitmek bilmeyen ortak acılarımızı, tek yönlü algılardan ziyade karşılıklı çift yönde değerlendirebilme bilinci de taşımak yerinde olacaktır. Örneğin, eskiden bir Ermeni kenti olan şehrim Adapazarı merkezinde yüz yıl önce yaşanan Ermeni çete katliamları da kitaptaki bilge ihtiyarlar gibi yaşlı yöre insanlarının hafızalarında da canlıdır hâlâ. Kısaca zorlu dönemlerde, kaşınan milliyetçi ve dini değerler çoğu kez toplumlara yıkım getirmiştir her daim: Düzensiz göçleri de darbeleri de...

O Öyle OlmadıErcan y Yılmaz · Sel Yayıncılık · 201742 okunma

·

196 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.