Modern Japon edebiyatının Soseki ile birlikte öncüsü, henüz 19 yaşında Tıp fakültesini bitirecek kadar bir dahi ve Batı ile temas edip edebiyata katkıları büyük Mori'nin başyapıtı bu eserini, akıcı dilinin de katkısıyla bir günde okumuş oldum. Eser, Meici döneminin yaklaşan sonunun getirdiği sosyal değişimlerin gölgesindeki Tokyo'da dokunaklı bir yaşam öyküsünü barındırıyor.
Babasını mutlu edebilmek için zengin bir tüccarın metresliğini kabul etmek zorunda kalan O-Tama ile Tıp fakültesi öğrencisi ve idealist genç Okada'nın platonik aşkı, eserin konusu. Kesişen hayatlar yanında kader sorguları da içeren 1911 tarihli kitabın 1953 yılında filmi de yapılmış.
Benzer değer yargıları ile bize çok uzak olmayan Japon edebiyatının bu ünlü eseri; belli noktalarda günümüzde yaşanan din ya da dogmatik baskılar benzerini, aşırı gelenekler potasında eriterek değişimi de supriz denebilecek sonuyla yansıtıyor. Bazı eserleri toplum ahlakını bozmak suçlamasıyla toplatılan yazarı, kalan eserleriyle ele almak doğru olacaktır. Kullanılan eril dilin ardında dönem toplumunda kadının yeri gibi olgular, modernliğe geçişin ayak seslerini dengeli bir şekilde aksettirmiş. Okunmalı...
Yaban KazıOgai Mori · İthaki Yayınları · 20213,335 okunma
Bir kadın, çok dürüst olsa bile kalbinde bir şeyi gizleyip dışından başka bir şey söyleyeceği zaman erkekler kadar bocalamaz. Böylesi durumlarda gereğinden fazla konuşuyorsa, o kadının gerçekten çok dürüst bir kadın olduğuna hükmedilebilir.
Sürekli olarak kendinden daha büyük ve güçlü canlıların tehdidinden kaçmak zorunda olan kimi böcekler, taklit yeteneğine sahiptir. Kadınlar ise yalan söyler.
Başına gelenlere razı olmak, bu genç kadının en sık tecrübe ettiği zihinsel durumdu. Ruhunun o kanalı, sık sık yağlanan bir makine gibi pürüzsüz çalışıyordu.