Tatarcık… Yani Lâle’nin romanı bu. Yine bir Halide Edip klasiği. İdealist bir kadının hayatını anlatıyor roman. Halide Edip Adıvar, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kadınların da iyi işler yapabileceğini hem kendisi hem de romanlarıyla göstermiş bir şahsiyet. Onun, okuduğum çoğu kitabında bunu görebiliyorum. Ateşten Gömlek, Sinekli Bakkal, Türkün Ateşle İmtihanı ve Yeni Turan kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da idealist, çalışkan ve ahlaklı bir kadın var karşımızda. Romanı okurken karşınıza yine Yakup Kadri’nin, Peyami Safa’nın romanlarında anlatıp eleştirdiği, zengin mirasyedi ya da savaş zamanı ticaret işiyle uğraşıp ‘köşeyi dönmüş’ kişilerin hayatları çıkıyor. Tabii bir de bu hayatlara özenmeyip kendi yolunda giden kadın kahramanımız Lâle var.
Sinekli Bakkal, Zeyno’nun Oğlu ve Tatarcık birbirinin devamı şeklinde yazılmış fakat ben Zeyno’nun Oğlu’nu okumamıştım. Yine de kitabı okurken bir kopukluk hissetmedim. Bunun sebebi belki de kitapta bir kadın kahramanın hayatının belli bir zamanının anlatılması ve onun üzerinden verilmek istenen mesajlar olmasıdır.
Kurgu olarak çok başarılı olmasa bile Lâle ve yedi genci (Halide Edip’in ‘Mehlika Sultana Âşık Yedi Genç’ şiiri ile benzerlik kurarak) bir araya getiren bu romanı okuması zevkliydi.