Kitap birkaç bölümden oluşmakta. Ana bölümde şiirlerin çevirisi yer almakta. Furuğ hakkında ve onun yayımladığı kitaplardan örnekler alınmış. Furuğ'un ilk dönem şiirlerini kapsayan üç kitap; Tutsak ‘tan altı, Duvar’dan beş, İsyan'dan beş şiir seçilmiş. Bu üç kitap Furuğ kendi sesi ve havasını bulmadan
önceki döneme rastlar. Gençlik, serpilmeler ve bunalım yılları.
Tümü klasik Farsça şiirinin uyak ve vezinlerine dayalı gazel, mesneviler ve dörtlükler biçeminde. Çeviride, şiirlerin anlamlarının yanı sıra, uyakların ve melodilerin de okuyucuya
aktarılmasına önem verilmiş. Furuğ'un İbrahim Golestan ile tanışıp ve yeniden doğuşundan sonra başlayan ikinci dönem şiirlerini
kapsayan iki kitap; Yeniden Doğus’tan otuz şiir ("Yolculuk Şiiri", "Yazın Yeşil Sularında" ve "Bataklık" dışında kitabın tümü) ve
onun özgün sesinin bulduğu ve Farsça şiirde derin etkiler bıraktığı eseri. "İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına" tümüyle
çevrildi. Umarım günümüz şiirinde kadın sesi olan Furuğ'un çevrisindeki çabalarımız boşa çıkmamıştır.
Kitabın ikinci önemli bölümü, okuyucuya Furuğ ile daha açık ve doğrudan bir şekilde tanışma olanağı sağlayan bölüm, yani Furuğ'un babasına yazmış olduğu iki mektubun ve İbrahim Golestan'a yazdığı mektuplardan bazı bölümlerin çevirisidir.
Furuğ'un şiirleri birçok yerde böyle bir "özel ve kişisel" tanışmalara yer bırakmayacak ölçüde açık ve sesli iseler de,
mektuplar bu açıdan ilgi uyandırıcı ve düşündürücüdür. Aydın Ağdaşlu'nun da bu mektuplar üzerine yazdığı yazıda duyduğu o
derin acı, hasret ve şaşkınlık adeta evrenselleşmiş olan bir duyumsama.
Furuğ'un şiirini tanıtmak isterken İran yazın dünyasının yetkin sesinin konu ile ilgili sözlerini bu kitaba koymamak olmazdı. Günümüz İran edebiyatının kuramcılarından, romancı, şair ve eleştirmen Dr. Rıza Beraheni, Furuğ zamanında ve o zamanının içinde yaşayarak, Furuğ'u ve onun şiirini tanımış ve
tanıtmıştır. Halen son sürgününü yaşadığı Toronto’da bu konuda ve sadece bu kitaba önsöz olmak üzere bir yazı hazırladı