Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Elimde çocukluğumu tuttuğum kitap...
Kitabın 6. basımını tutuyorum elimde. Aytmatov'la ilk tanıştığım an geliyor aklıma. Öğretmenimin hediyesi... Sonrası antilop sürülerinin arasına dalmak oluyor zaten. Akbar oluyorum. Akbar'ın içinde bir süre yaşıyorum.. İlk okuyuşum 13 yaşında bir çocukkendi ve şimdi tekrar aynı kitap elimde ama çocukluğumdan eser kaldı mı bende?.. Ama çocukluğum ellerimde... İşte bir kitap ne kadar değerli olabilecekse o kadar değerli bu kitap benim için yazar da öyle... İki ayrı insan... Abdias ve Boston... Bir dişi kurt ikisini birleştiren bir hikayede.. Sonuç ölümler... Doğumların sonucu kesin olan ölümler. Ne diyordu kitabımızda "...ölümü dengeleyen şeyin yalnız doğum olduğu yazılmıştı." Evet, ölümü doğum dengeliyordu ve her doğum sonunda ölüme kavuşacağını biliyordu.. Kitabımızda bu iki kelimenin arasında üç canlının serüvenini bize anlatıyordu. Abdias... İnançları uğruna doğru bildiklerini yapmaktan hiç çekinmemişti. Kötülere, kötülüklerini bu kadar cesur kim haykırabilirdi ki? Kendi çıkarını bir kenara bırakıp insanlık için çabalamak kaç kişinin hamurunda vardı? İnanç bir insanı ancak bu kadar dürüst yapabilirdi. Boston... Çalışkanlığı nefret uyandırabilecek kadar çok kıskanılan, bütün çobanların haklarını omuzlarına yüklenen insan.. İnsanların hakkında söylediklerine kulakları tıkalıydı da ya kendi içindeki sesleri ne zaman duyacaktı. Peki ya çalışkanlığının mükafatı neydi? Bu iki karakter toplumunun yozlaşmışlığını, adaletsizliği, inanca karşı inançsızlığı yaşadıklarıyla gözler önüne seriyordu. Akbar... Bütün bu hikayenin ana kahramanı. Evlat sevgisiydi onun yaşam mücadelesinin sebebi, can yoldaşıydı. Rüyaları hep onlar üzerineydi. Uçsuz bucaksız bozkırdan yaşamını sürdürebileceğinden fazlasını istemiyordu o, almıyordu da. Ama insanlar böyle miydi? Hep daha fazlasını isteyen insanlarla karşılaşmak onun yaşamına kapanmaz yaralar açmıştı. Bir canlı aynı acıyı kaç defa yaşardı? Sadece hissetmek insanlara özgü müydü? İşte Akbar da sevmiş, savaşmış, acı çekmiş ve en sonunda pes etmişti. Ama her son da olduğu gibi küçücük bir umut ışığına yine de tutunmuştu.. Kitapta Akbarla dolaşırken doğa nasıl katledilir buna çok net şahit oluyordu okuyucu. Yaşama hakkı sadece kendisine aitmiş gibi bencil insanoğlu ağacı, hayvanı katlediyordu acımadan.. Aytmatov'un kitaplarındaki hüznü bu kitapta da hissediyor insan. Kitabı ne zaman elime alsam uçsuz bucaksız bozkırda kurtlarla, antiloplarla bir yaşam koşusuna çıkıyorum. [Antiloplarla da bu kitapla tanımıştım bu arada ;)] Kitapta yer aldığı gibi "Bir kem dünye (Bir kötü dünya)" bu dünya. Bu kötü dünyayı okurken iyiliklere kucak açalım kendi dünyamızda. İyi okumalar diliyorum bütün okurlara.. Bozkır sizi bekler ;) Not: Bu arada kitabın sonu hep bana "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" kitabının sonunu hatırlatıyor..
Dişi Kurdun Rüyaları
Dişi Kurdun RüyalarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20236,8bin okunma
··
2.615 görüntüleme
Derya okurunun profil resmi
Ne de güzel ifade etmişsiniz..
Döndü BARUT okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.. Beğenmenize çok sevindim.. ☺️🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.