Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

BAYRAM KARAÇOR İnsanın bir mucize olması, onun güzel bir kıvamda yaratılmışlığının sonucudur. İnsan ve yeryüzü, iki fiziksel varlığın uyumlu birlikteliği için aynı elden yaratıldı. Nitelikli bireyler olmadan, değerli bir toplum kurulamaz. ikiyüzlülük, tek yüzü olan kötüden daha tehlikelidir. Beyaz elbiseye leke sürmenin hesabı ağırdır. Farklılık, ilahi güvence altındadır. Ne yaratılıştan ne de sonradan edinilmiş farklılıklardan dolayı zulmedilemez. Aydınlanma düşüncesi, artık liberal kapitalizmin içinde sistematik hale getirilmiştir. Övgüden hoşlanıyor, eleştirilmeyi hiç sevmiyoruz. Dengeli bir bakış ve düşünme tarzını bir yöntem haline getiremiyoruz. Okumamakta direniyoruz. Genellikle bir kişinin fikirlerine teslim olup sadece onun kitaplarını, analiz etmekten uzak bir zihinle okuyanlar, ötekileştirmeye çok uygun hale gelirler. Geçmişin birikimlerine, doğru bir yöntemle yaklaşıp ayıklamacı bir çalışmaya yanaşmıyoruz. Ya Toptan red ya da kabul, hakikatlerin açığa çıkmasına hizmet etmez. Yargılayıp hüküm veriyoruz. Çıkarlar sözkonusu olduğunda düşmanlık yapanlarla bölüşmekten ve birlik olmaktan çekinmiyoruz. Emperyalizm, yerli işbirlikçiler eliyle rahat bir yatak bulabiliyor. Faşizmin, diktatörlerin ve sömürgeci politikaların hukuksuz uygulamalarına engel olamıyoruz. Eğitim ve öğretimin nitelikli insan yetiştirme yetersizliğine çare üretemiyoruz. Dergâhlarda; sadece bir kişinin aklına emanet olmuş, sorgulayan bir zihin yapısından uzak, diğerlerini yanlış yolda olmakla itham eden, zındıklık, sapıklıl ve küfürle suçlayan bir insan tipi servis ediliyor. Peygamberimizin yapmadığı işler ve söylemediği sözler üzerinden hayatı anlatılıyor, bu yolla, insanlara kolay ve ucuz bir Cennet vadediliyor. Bu yöntem, hem kalabalık topluyor hem de servet sağlıyor. İnsanlara münzevi bir hayat önerilirken, kayıp giden gençlerle ilgilenilmiyor. İçe dönük bireyci bir yaşam özendirilirken "sana ne", "bana ne" söylemi, ilgisizlik olarak dilimize yapışıp kalıyor. Cehennem için çabalayana, cennet ikram edilemez. Oysa sabah, senin uyandığın vakittir. Sonuçları konuşmak kolaydır. Nedenleri konuşacak ne bilgimiz ne de analı kabiliyetimiz var. Sonuç üzerinden bağırmak çağırmak, sorunu çözmez. Yaşlandım ama ıslanmadım. Büyük bir AVM'nin yanına kurulmuş olan kitap fuarına; insanlar, yedikleri Hamburgerleri sindirebilmek için gezmeye gelmişlerdi. Sosyalistler, emekten çokça sözederlerdi. İşçi dostu zannederdik. Sonra, işçileri kapitalistlere sattılar. Aşk, sevmeyi bilmeyenlerin beden oyuncağı haline getirildi. Dağlar, denizler, ormanlar, nehirler birer evliyadır. İnsanların çoğu, çıkarcı şeytanlardır. Kapitalizm; parası olmayan insanlara, "sıradan insân" der. Kapitalizm, kibirdir. Cehalet ve kibir; para, etiket ve mevkiyle birleştiğinde bütün değerleri bozar, adalet ve iyiliği tahrip eder. Peygamber'imizin birçok gece aç yattığını söyleyenler, neden çok şişmanlar? Hayallerle başladık hayata. Sonra, insanların çoğunun korkunç hayaletler olduğunu gördük. Yalnızlıklar, toplumda sorunların ve kirlenmenin arttığına işaret eder. Güzellikler, en görünmez bir biçimde betona gömülüyor. Eşek; ona yük yükleyenin kimliğine, kişiliğine ve yükün ne olduğuna bakmaz. Eşek olma, çünkü sen insansın. Allah, yılanı ve akrebi yarattı ki sen onlara benzemeyesin. Ne yerde sürün ne de zehrini boşalt. Çünkü, sen güzel bir kıvamda yaratılmış insansın. Cahil, kör cesurdur. Kendini başkasına anlattırma; seni, sen olmaktan çıkarır. Ben toprak olarak kalmak için sudan uzak duruyorum. Sen, giderek çamurlaşıyorsun. Varlıklı ve güçlü olanların yağcıları fazla olur ve hataları da söylenmez. Kaybedildiğinde suçlamalar başlar ve hataları söylenir. Batı, liberal kapitalizmi Müslümanlara ve Sosyalistlere sevdirdi. Sorumsuz özgürlükler, teknolojik oyuncaklar ve finansal birikimlerin kölesi olduk. Siyaset, seyislikten gelir ve at terbiye sanatıdır. Eskiden, vahşi veya başıboş atlar terbiye edilirdi. Bugün; dünya genelindeki politika, terbiyeli atları vahşileştiriyor. Zaaflarımızı terbiye edemedik, onları Batı'nın eline verdik. Örtüsünden dolayı kadın alanlar, sakalından dolayı erkek alanlar, akleden kalbi var mı yok mu onun değerlendirmesini yapamadılar. Buz gibi sularda bile yandık. Dün bütün hesaplar cennet için yapılırdı. Şimdi, yeryüzünü cehenneme çevirmek için yapılıyor. Ben, herkeslikten istifa ediyorum. Sivrisinek, ısıracağı yeri önce uyuşturur sonra ısırır. Zulüm, işgal ve sömürü de bu yöntemle gelir. Parayı bulduğunuzda her tarafınız ayrı telden çalıyor... Bir anda, nasıl tanınmaz hale geliyorsunuz? Kirli zihinler, temiz kelimeler üretemez. Ne kadar kolay hakaret edip, zındıklık, kâfirlik, sapıklık ve müşriklikle suçluyorsunuz. Okumadan, bilmeden ve tanımadan yargılayıp hemen cehenneme atıyorsunuz. Allah'a ait olan yargılama yetkisini, Allah'ın elinden aldığınızı mı sanıyorsunuz? Allah; zalimlere, kafirlere, müşriklere ve tüm azgınlara kasırgalar, seller ve depremler gönderip onları yok etse de biz de keyfimize baksak... Kibir; etiket, mevki, makam, güç ve servetle doğru orantılı olarak artar. Yaşlılar; tarihtir, coğrafyadır, gelenektir, sanattır, kültürdür... Nietzsche dedi ki; "etiket, mevki ve varlık sahibi olanların hafızaları, eski fotografları silermiş." Farklı düşüncelere tahammül edemeyip baskı kuranlar, yaratılış yasasına aykırı hakeret etmiş olurlar ve bu, zulümdür. Şimdi, düşünceler eleştirilmiyor; düşüncenin sahibine hakaret edilerek saha dışına atmak hedefleniyor. Değerlere bağlılık, insan için çok önemli bir bağımsızlık karakteridir. Bir ülkede yasalar çoksa, vergiler ve cezalar ağırsa; o ülkede yöneticiler de dahil, insan kalitesi ağır yaralıdır. Adaletin olduğu yerde, merhamete çok iş kalmaz. Üretmeden tüketmek, eninde sonunda ahlakın güzel ilkelerini bozar. Tarihi doğru anlamayanlar, geleceklerini geçmişin çözülmemiş sorunlarına ipotek etmişlerdir. Nesneler ve markalar üzerinden kişilik aramanın adı, değişim değildir. Şekil ve sembollerle gösteriş yapan insanın topluma katacak bir değeri yoktur. Herkesin beyaz ihramlı olarak görünmesi, sadece bir renk eşitliğidir. Batı, ekonomiyi; sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları karşılamayı öğreten bir dal olarak tanımlar. Cahil bir erkek paraya ulaştığında, yaptığı ilk iş; arabasından ve karısından vazgeçmektir. Tanrı olarak gördükleri insanı çarmıha gererek öldürdüklerini söyleyenler, diğer insanlara neler yapmazlar! Batı, ölümü gözümüzde sıradanlaştırdı. İktidarı, en iyi tanımlayan organ hangisi; beyin mi, sindirim sistemi mi? Hocasını seven birisi için her söylediği doğru ise, sorma, analiz etme ve itiraz etme, terbiyesizlik olarak nitelendiriliyorsa, oradan hakikât çıkmaz. Adaletsiz tarafgirlik, sonuçta. Ekonomik durgunluğun yoğun olduğu zamanlarda, zenginler yoksullarla daha fazla bir arada olurlar. İşlerin bozuk olduğunda dem vurup, onların bir istekte bulunmalarının yolunu keserler. Ayrıca, Yoksullara bakıp rahatlarlar. Para, Marks'ın dediği gibi duruşunu olumsuz etkilemiş ve yoğun bir kibir akıtıyor. Yoksullar kuş değildir, sofranızdaki kırıntıları onların üzerine silkelemeyin. Eğer iyi bir inşa iseniz; yaşarken dosyalarınızın sayısının az olması kaçılmazdır, hiç Üzülmeyin, cenazenin kesinlikle çok kalabalık olacaktır. Günahların hafızası vardır. Kötülükler seni unutmaz. Mevkisini ve parasını kaybeden bazı insanlar özlerine dönyor ve ne kadar mütevazı oluyorlar. Beni küçümsemen seni değerli yapmaz.
·
349 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.