Matematik öğretmenliği okumam sebebiyle branşımda kendimi geliştirmem gerektiğini düşünüyorum. Bunun da en güzel ve etkili yolu okumaktan geçiyor...
Ian Stewart da matematiğin bu upuzun tarihini yaklaşık 320 sayfaya sığdırmaya çalışmış. Bunu yapmak oldukça zor, ama Stewart bu konuda iyi iş çıkarmış. Gelelim kitabın konu başlıklarına... Kitap, toplamda 20 bölümden oluşuyor. Bu bölümler genel olarak şu konu başlıklarını içeriyor; sayılar, geometri, aritmetik, cebir, trigonometri, logaritma, koordinatlar, sayı teorisi, türev, integral, karmaşık sayılar, analiz, öklitçi olmayan geometri, grup teorisi, soyut cebir, topoloji, üst boyutlu geometri, mantık, olasılık-istatistik, sayısal analiz ve doğrusal olmayan dinamik. Görüldüğü üzere dolu dolu bir kitap var karşımızda. Çoğu kişinin anlamakta güçlük çekeceği kavramlar var. Fakat matematikçiler, fizikçiler, mühendisler ve matematikle ilgilenen (ileri düzeyde) herkes bu kitabı okuyabilir, hatta okumalı da. Ben matematik tarihi dersinde hiçbir şey öğrenmediğimi bu kitabı okuyarak anladım. Bu kitapla matematiğe bakış açım biraz daha netleşti. Keşke spontane ders anlatımları yerine bu kitapları okuyabilsek, sayısalcı olunca (tabi öyle bir ayrım pek mümkün değil) insanlar sözel(!) nitelikteki derslere ilgisini kaybediyor. Oysa bu kitapta okuduklarım bunun tam tersini söylüyor, hayatta matematik birçok şeyi etkiliyor ve etkileniyor. Böyle bir ortamda insanlar nasıl olur da kendilerini sayısalcı veya sözelci olarak niteler.
Kısacası, her insan matematiği de bilmeli edebiyatla da ilgilenmeli... Bu kitaptan herkesin çıkarabileceği en güzel ortak payda budur.