Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
“Bir hikâyenin içindeyiz…Sonu kötü bitecek bir hikâyenin …Bilirsin, eğer hikâyelerde duvara asılı bir tüfek varsa…Bir an gelir mutlaka patlar!” Murat Gülsoy “Baba Oğul ve Kutsal Roman” adlı eserine, Anton Çehov’un sözlerini hatırlatan cümlelerle başlar. Okur, ilk sayfalardan itibaren kurmacanın içinde olduğunu fark eder. 2013 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü’ne layık görülen roman, içerik kadar biçim olarak da yeniliklere açık. Kitap, postmodern edebiyatın seçici bir örneği olarak incelenebilir. Gülsoy, eserinde üstkurmacanın sınırlarını genişletir; metinlerarasılık tekniğinin hemen her alt başlığını kullanır. Anıştırmalar, alıntılar, göndermeler kitaba büyük bir zenginlik katar. Freud’un, Borges’in ve özellikle Ahmet Hamdi Tanpınarın zaman anlayışı, kurguyu şekillendirir. Tanpınar’ın Ne içindeyim zamanın Ne de büsbütün dışında dizeleri eserin merkezine oturur. Romanda, postmodern eserlere has parçalı bir zaman vardır. Anlatıcı olan başkarakter, olayları hem kurgular hem de yazar. Romanda ismi geçmeyen kahraman; yalnız, inançsız, hayattan çok beklentisi olmayan biridir. İç sesi, Yüzüklerin Efendisi’nin Gollum’u ve Oğuz Atay’ın Olric’inin karışımıdır. Bu adsız kahraman, zaman zaman dertleştiği köpeği Kıtmir’i gezdirirken Merve adında bir kıza rastlar. Kitapta Kıtmir’in kutsal kitaptaki “Yedi Uyurlar” kıssasına gönderme yapılır. Üniversitede hoca olduğunu anladığımız adam, İTÜ’de ders verdiği bir gün eski sevgilisi Asena ile karşılaşır. Asena ve Merve bir kadının iki ânıdır. Biri geçmişten gelir diğeri gelecektedir. Zaten kahramana göre hayatta her şey birbirinin yansımasıdır. Gülsoy, bu noktada ayna simgesinin altını çizer. Merve, Nabokov’un “Lolita”sında olduğu gibi olgun bir adamın hoşlandığı liseli genç kızdır. Merve ve Asena, anlatıcı ile yakınlaşsa da sonunda her ikisi de adamı müebbet yalnızlığıyla baş başa bırakır. Okur, zaman zaman Gülsoy’un kitapta kendini anlattığı düşüncesine kapılır. Zaten yazarın istediği de okurun kafasını karıştırmaktır. Kahramanın karakola götürüldüğü bölümde edebiyatta kurmaca ve gerçeklik masaya yatırılır. Gerçek ve kurgu arasındaki çizgi belirsizliğin oluşmasında rüyaların da büyük etkisi vardır. Bu noktada Merve’nin dedesi kurgudaki yerini alır. Dede, Abdullah Efendi’nin Rüyaları”nda olduğu gibi gerçeklere rüya yoluyla yaklaşır. Murat Gülsoy Freud’un bilinçaltı ve rüya teorilerinden, yine Tanpınar’ın rüya anlayışından yararlanır. Sayıklar gibi yazan “yüzü olmayan adam” tüm toplumdan ayrılan aydınların, aykırıların sesidir aynı zamanda. “Tüm bunlar, yazılırken yaşanan, yaşanırken yazılan bu roman müsveddesi aslında bugüne kadar yazdığım roman ve öykülerin parodisi gibi” s.175
Baba Oğul ve Kutsal Roman
Baba Oğul ve Kutsal RomanMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2015296 okunma
·
228 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.