Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

...Fâtih'i anlamak demek , onu kütleye , kütleyi de ona bağlayan prensiplerinin şuuruna varmak , böylece de istikbâli aydınlatacak meş'aleyi uyandırmak demektir . Kılıcı kadar kaleme de kuvvet veren büyük hâkan , hudutları emniyete alınmış olan bir ülke içinde , aşk derecesine varmış bir ihtirasla ilim ve irfan ordu sunun da serdârı olmuştur . Bir cemiyet için en yaman düşman , cehâlet olduğuna göre , o , kütleyi bu âfetten kurtarmak istiyordu . Bu gün de vazife aynıdır . O günün üstünden beş yüz sene geçtikten sonra da , ortada mücâdele bekleyen koyu bir gaflet ve kıyasıya bir cehâlet mevcut bulunuyor . Öyle ki dilinden , dîninden , târihinden , an'ane ve iftiharlarından koparılmış ve her türlü zararlı cereyanlara meyletmeleri kolaylanmış büyük kütle ve mâsum bir gençlik , Fâtih tutumlu bir merkezin himmetine her zamandan daha muhtaç bulun maktadır . Bugün Türk milletinin en büyük ıztırâbı , anlı şanlı geçmişi ile arasının kesilmiş olması , bu yüzden de kendisini kurtaracak millî heyecan ve şuurun himâye ve emniyetinden mahrum kalmış bulunmasıdır . Şu halde , beş yüz bu kadar sene evvel milletini şuurlu ve arınmış bir irfan ve îman bayrağının altına toplama cihâdının muzaffer serdârı Fâtih Sultan Mehmed gibi , şimdi de Türk milletini kendi kültür ve medeniyet hazînelerinin bereketleriyle temâsa geçirmek , büyük bir gafletle çürüğe çıkardığımız öz cevherlerimizi , fikrî , içtimâî ve vicdânî hayâtımıza yeniden getirmek gerektir . Uzun yıllardır âdeta öçalırcasına kayıtsız kaldığımız , ya da tahrip eylediğimiz dilimizi , dînimizi , târih , sanat , görenek ve geleneklerimizi , gelecek za manların kurtarıcılığını muştulayan temel kuvvet olarak çocuklarımızın fikrî ve rûhî yapılarına yerleş tirmeliyiz . Tâ ki , kendi kendinden soğutulan ve soğu tulduğu için de büyük ölçüde yabancı ideolojilerin hizmetine giren gençlik , millî vicdânını bulup mâzisi ne dönebilsin . Bugün Türk gençliği mes'elesizdir . Onu bir dâ và sâhibi kılmak ve başını kendi millî cevherinin üs tüne eğmesini sağlayacak zemîni hazırlamak , boynu muzun borcudur . Mâdemki derinlere kaçmış sular gi bi , bizden uzaklaşmış bir geçmişimiz vardır . İşte ona yeniden sâhip olmak , uyuyakalmış bu kudret kayna ğını dürtüp uyandırmak ve gençliğin rûhunda meş'a lelendirmek lâzımdır . Tabiat kanûnudur : Yapıcılık imkânlarını elle . rinden aldıran kütleler yıkıcılığa meylederler . Biz de gençliğe bir iş , uğruna canını vereceği bir gãye , hayâ tından üstün bileceği bir heyecan bırakmadığımız için , memleketi yıkmaya mâtuf (yönelik, yöneltilmiş) zararlı faâliyetlerinin günâhını kendimizde aramamız îcap etmektedir . Gençlik mâsumdur . Onu başıboş ve her türlü koruyucu idrâk ve heyecandan mahrum bırakanlar biziz , binâenaleyh suçlu ve mes'ul olan da gene biziz . Sözümüzü bağlarken , Trabzon'un fethi yıl dönü münü irfan hayâtımıza bir hareket ve bereket vesilesi kilan muhterem komite üyelerine bilhassa teşekkür borcumuzdur . Türk milletinin geçmişinde olduğu ka dar istikbâlinde de Fâtih Sultan Mehmed'in uyanık ve hamleci rûhunun etrâfında toplanmak ve onun yüksek voltajlı enerjisini millî bünyemizde tâzelemek , belki de içinde bocalamakta olduğumuz çeşitli buh ranların devâsı olacak en tesirli ve en kestirme çâredir .
Sayfa 108 - 109,110Kitabı okudu
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.