“Gözlerini bile oynatamıyor, tavanda öylece sabit duran bir bakış olarak kalıyordu.”
“Korkuyordu ve korkunun kokusu vardı…”
“Hayat insanı yoran, yürümeye mecbur bırakılmış yollar gibiydi. Hiç girmek bile istemeyeceğin yola başka çıkış olmadığı için zorunlu girersin. Yolda karşılaştığın insanlar ve gördüklerin yaşantını şekillendirir. Ya yolun bir yerinde kalır ya da yeni yollar keşfederek devam edersin.”
Gül kızı Defne ile kendine bir düzen kurmuş bekar bir anne. Beraber yaşadığı abisinin evinden taşınarak kendine yeni bir düzen kurmuştur. Yeni çalışmaya başladığı cafede Emir ile tanışırlar. Gül kızı Defne'nin ergenlik sorunlarıyla boğuşurken aslında olayların bir ergenlik krizi olmadığını kendisinden kaynaklandığını öğrenir.
Gül'e neler oluyordu?
Gördüğü rüyalar gerçekmiydi ?
Emir ile aralarında olan şey neye evrilecekti?
Bu satırlar yazılırken yazar neler yaşamıştı ?
Tüm cevapları #Nekre kitabının içinde saklı. Korku ve gerçek sevenlere tavsiyemdir....