bol bol spoiler içerir*Herkese merhaba
Bu benim ilk incelemem :))
Yalnızız romanı okuduğum dördüncü Peyami Safa kitabıydı ve hepsinde olduğu gibi yine çook beğendim. Safa, bu romanında aynı evin içinde yaşayan ama iç dünyaları itibari ile birbirlerinden tamamen zıt kişileri anlatıyor. Başlarda uzun bir süre Selmin'in gereksiz entrikalarını, annesi Mehfaret ile olan tartışmalarını okuduk sonra bu odak giderek Samime yöneldi en sonda ise Meral ve annesi Nezile karakterleriyle bitti. Kitabı okurken davranışları yüzünden Meral'e hep kızdım ve kitapta bu kadar yer verilmesini gereksiz buldum, duygu geçişleri ve kararsızlığı beni yordu. Ama ilerleyen sayfalarda başına gelen olaya çok üzüldüm. Yanık kokusunu evin içinde ben bile hissettim. Evet yaptıkları yanlıştı ama böyle bir ölümü hak etmedi.
Gelelim bir değer meseleye SAMİM :)
Ayrı bir paragrafı hak edecek kadar kaliteli bir karakter. Evin büyük dayısı, fazla detaycı. Öyle ki bir Samim canlısı aylar önceki yeşil renk hakkındaki söylediklerinizi hatırlayıp önünüze serebilir, yürüyüşünüzden, tonlamalarınızdan veya göz hareketlerinizden yalan söylediğinizi şıp diye anlayabilir. Keşke kendisine ve Simeranyadaki işleyişe daha fazla yer verilseydi. Samim hakkında diyebileceğim tek kötü şey hem Meralle hem de meralin annesi Nezile ile olan alakası... Bu Samim karakterinin değerini gözümde bir tık aşağı çekti.
Besim ise hoş ve aç bir karakter. Evimizin küçük dayısı. Başına kötü hiçbir şey gelmiyor bunun nedeninin bir şeyleri Samim kadar detaylı düşünmemesi, Mehfaret kadar abartmaması olduğunu düşünüyorum. Adamın tek değer verdiği şey yemekler :) Selmin gıcık ve gamsız bir kız. Bazı davranışlarını okurken anlamlandıramadım veya ne gerek var?? dememe sebep oldu.
Renginaz haricinde bu aileyi özleyeceğimm. 18 gün sürmüş okumam eh bir bağlılık oldu :')