Gönderi

Zihni müktesebatın temeli dil ve matematik
Insanoğlunu diğer varlıklardan farklılaştıran ve onu Yeryüzünde halife kılan en önemli özelliklerin başında, akledebilmesi ve akletdiğini kelama dökebilmesi gelir. Ben akıl kelam ilişkisini Mekanik bir öğrenme ilişkisi olarak değil içinde yaratılışımızın sırrını barındıran varoluşsal bir süreç olarak görüyorum. Allah, Hz. Adem'e isimleri öğretti ve diğer meleklere onları zikretmesini söyleyerek onu farklılaştırdı. Varoluşumuzdaki farklılık isimleri bilmemiz ve onları zikrederek konuşabilmemizdendir... Bütün dilleri Allah'ın kullarının varoluşuna yüklediği potansiyel bir hazine olarak gör ve o hazinelerden mümkün olduğu kadar istifade et. Rabbimiz Rum suresinde dillerin ve renklerin mevcudiyetini kendisinin ayetlerinden biri olarak tavsif ediyor. " göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı ayrı olması da O'nun ayetlerindendir" (Rüm 30-22) Allah istese bütün insanları tek bir dil üzere yaratabilirdi ancak o zaman insan zihninin o geniş potansiyeli tek bir kalıba indirgenmiş olurdu ve çeşitliliğin getirdiği ahengi kavrayamazdık. Aslında bizatihi bu ayet dahi kültürel tektipçiliye karşı kültürel çoğulculuğun insan doğasına daha uygun olduğunu göstermektedir. ... Bilmelisin ki öğrendiğin her kelime beyninde birçok hücre ile birlikte idraki harekete geçirir. Aslında sözün bütüncül hali olan kelam, akıldan idrake, idrakten bedensel dile giden bir köprünün, bir yolun, bir sürecin adıdır.
Sayfa 181Kitabı okudu
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.