Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1950 yılından başlamak üzere, dil devrimi karşıtlığının gittikçe daha düzenli, gittikçe daha ezici bir baskıya dönüştüğünü de biliyoruz. Böylece, Demokrat Parti iktidarının oyladığı ilk yasalardan biri Anayasa'nın eski diline dönme yasası olur, dil devriminden yana olanlar komünist olarak nitelenir, daha sonra, 1960, 1973 ve 1979 yıllarındaki birkaç aylık soluklanma dönemleri bir yana bırakılacak olursa, tüm iktidarlar dil devrimine karşı bir tutum benimser: herkesçe benimsenmiş yeni terimlerin okullarda kullanımını yasaklayan genelgeler yayımlayan ya da okul kitaplarını yeni kuşaklarca anlaşılması olanaksız osmanlıca terimlerle doldurtan milli eğitim bakanları, kendilerinin de sık sık kullandıkları yeni sözcüklerin bile radyo ve televizyonda kullanılmasını yasaklayan TRT genel müdürleri görülür. En sonunda 1980 askeri yönetimi Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumunu kapatır. Ama tüm bu karşı çabalar hiçbir sonuç vermez: dil devrimi, iktidarlardan bağımsız olarak ve iktidarlara karşın, gelişimini hep sürdürür. Hem de öyle güçlenerek sürdürür ki neredeyse kendine yönelen baskı çabalarıyla beslendiği söylenebilir.
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.