Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

464 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Victor Hugo Artık bir cümlesini görsem ve altında adı yazılı olmasa bile tanırım. Dili, anlatımı ve romanları kendine has bir tavır taşır Hogo'nun. Bu yüzden bir süre sonra onun uzun uzun betimlediği nesneleri, karakterleri yahut olayları okurken deriz ki : işte bizi bir şeye hazırlıyor. Eserlerinin içerisindeki bu betimlemeler, bu bölünmeler gerçeğe dayanır. Örneğin bir savaştan mı bahsediyor, araştırdığımız zaman görürüz ki tarihte gerçekten böyle bir savaş yaşanmıştır. Aynı şekilde kitabın içerisinde bu bölünmelerde geçen isimler tarihte var olduğunu bildiğimiz kişilerdir. Bu kişi şunu yapmıştır diye de açıklamalar yapmamış Hogo bu da bizi hem okuyan hem de araştıran bir okur haline getiren detaylar oluyor. Ama elbette tek faydası genel kültürümüzü genişletmek değil. Romantizm akımının etkisiyle gelişen olayların içerisine bir gerçeklik katmış olur yazar. Sefillerde savaş kısımları örneğin kitaptan ne beklememiz gerektiği konusunda çok güzel bir mesaj verir. Felsefi temellere dayandırdığı düşüncesini olaylarla örerek döneminden bazen de bilgisinden katkılarla daha iyi özümsememizi sağlar. Bu yüzden betimlemeleri de düşüncelerini cümlelerin arasına serpistirmesi de akıcı bir okuma sağlar. Sayfa sayısı fark etmeksizin Hugo ne yazsa ilgiyle okunmuş olur. Kendisini çok sevdiğim için anlatmalara doyamam o yüzden artık Deniz İşçilerine geçiyorum> Bir deniz kasabasında toplumun içindeki dışlanmış bireyin başına gelen olaylar ve bu olaylara karşı gösterdiği " duruş" çercevesinde ele alabilriz eseri. İlk etapta.. Bazen toplum eleştirisiyle düşündürürken bazen de betimlemeleriyle çizdiği resmin içine atar yazar bizi. Olaylar genel olarak hareketli karakterleri de renklidir. Bu yüzden akıcı bir hâl alır kitabın çizgisi. Hayal gücünüzü besleyecek yer yer heyecandan elinizi de titretecek. Okumadıysanız kendinizi hazırlayıp okumaya başlayın diye bir tavsiyede bulunduktan sonra spoiler içeren kısma geçiş yapıyorum. Edebiyat kuramlarından bildiğimiz arketiplerin tipik bir örneğini görürüz kitapta. Kahraman arketipi. Şöyle ki kahraman bir yolculuğa çıkar fakat bu yolculuk oldukça zorlu bir yolculuktur. Devlerle , canavarlarla savaşır, daha önce görmediği varlıklarla karşılaşır ve en nihayetin tekrar geldiği yere döner. Ve döndüğünde asla aynı kişi değildir kahraman içindeki gizli potansiyeli ortaya çıkarmıştır. Bu açıdan Gilliatt karakteri üstüne düşeni yapan mücadeleci kimliği oluşturur. Benim en sevdiğim kısım da tam olarak Gilliatt'ın aylarca çabaladığı kısımdı. Edebiyatın hayatımıza yansıdığı kısımlar içinde bulunduğumuz döneme göre değişir. Mücadeleyi o kadar yakından tanıdım ki o kadar bütünleştim ki o emekle. Dalgalar , engeller, imkanların zorlanması kitapla aynı ruhu taşıttı bana. Gel gelelim kahramanın dönüşününde kalbimin kırıldığını hissettim. Dehşetengiz bir duygusallık toplandı üzerime. Kitabın içerisinde bahsedilecek başka karekterler de var fakat ben burdan sonra kimseyi inceleyemez oldum. Arketip de kalmadı haliyle. Devamını okumak istemedim 2 gün beklettim çok daha kısa zamanda okuyabilecekken sahiden o kısma kadar olan her şeyi düşünmek istedim. Kimilerinin güçlü yürekleri onlara verilmiş cezadır. Gilliatt işte böyle bir yüreğe sahip. Ve kimse bana onun olmadığı aslında yazarın hayal dünyası olduğunu söyleyemez. Gilliat yaşadı arkadaşlar... Keyifli okumalar dilerim. Umarım bu kadar etkilenen sadece ben değilimdir.
Deniz İşçileri
Deniz İşçileriVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,698 okunma
·
703 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.