Osmanlı Edebiyatıyla anoloji kurup Yastıkname adıyla çevrilen ve bir nevi Başucu Kitabı olarak nitelendirilen Makura no Sōşi,Japon edebiyatında "zuihitsu"adı verilen türün ilk örneklerindendir. "Kalemi izle" anlamına gelen bir çeviri çerçevesinde hangi konuda olursa olsun içinden nasıl yazmak geliyorsa öyle yaz felsefesini taşıyor zuihitsu...
Şonagon"un kaleme aldığı bu eser türünde tek örnek olabilir. Japonya'nın Heian döneminin adeta altın çağını anlatan bir eser olabilir. Özellikle bu dönemde kadınların birer edebiyat öncüsü olduğu düşünülürse epey olağanüstü bir dönem. Şonagon saraydaki bütün günlerini muzip bir dürüstlük ile anlatmış. Özellikle bazen zarif şeyler, sevimsiz şeyler, kıymetsiz şeyler olarak nitelendirdiği bölümler inanılmaz keyifli. Kitap tam 83 çevirmenin iş birliği ile büyük bir emeği ortaya çıkarmış. Ayrıca Şonagon'un aşağı sınıflar hakkındaki yorumları da dönemin bakış açısını çok güzel yansıtmış. Bambaşka bir coğrafyada bambaşka bir sarayın içinde, mor ve kızıl harmaniyelerin içinde , imparatoriçenin dizinin dibinde nakış işleyen bir kadın gibi buluyorsunuz kendini. An ve zaman duruyor. Kiraz çiçeklerinin güzel görüntüsü aklınızdan hiç çıkmıyor. Bugüne değin dipnotlarına defalarca yıldız attığım tek anlatı oldu Yastıkname.