Yazarın baş yapıtı olarak kabul edilen İnsanın Esareti, 20. yüzyılda İngiliz dilinde yazılmış en iyi 100 roman arasında gösterilmektedir. Kitabın adı Spinoza’nın Ethica adlı eserinin bir bölümünden alınmıştır. Kitap yazarın hayatıyla büyük paralellikler gösterdiği için kurguyla gerçek harmanlanmıştır.
Kitabın baş karakteri Philip çok küçük yaşta babasını ardından da annesini kaybeder. Bu kayıplar sonucunda rahip olan amcasının yanına gönderilir. Amcası oldukça soğuk bir adamdır ve eşine bile aynı soğuklukta davranır, Philip’de bundan payına düşeni alarak büyür. Philip’in bir ayağı yumru şeklinde ve yürümesinde bariz bir aksama vardır. Bu durum zaten zor olan hayatını daha çok güçleştirir ve fiziksel engelinin yarattığı kompleks hayatı boyunca yakasını bırakmaz.
Philip büyüdükçe hayatı hakkında yanlış kararlar verir ve ne istediğine bir türlü karar veremez. Tam bunların ortasında kitaba ve Philip’in hayatına yeni bir karakter katılır; Mildred. Bundan sonra olay örgüsü oldukça akıcı bir hal alır.
Ben Philip’i Martin Eden’e çok benzetmiştim okurken, sonra yorumları gördüm ki tek ben değilim benim gibi bir çok kişi benzetmiş. İnsanda şefkat uyandıran bazen de insanı sinir eden bir yapısı vardı Philip’in. Kitap bittiğinde evden biri gibi olmuştu. Kitabı okurken çok keyif aldım ve beğendiğim, tavsiye ettiğim kitaplar içine girdi. Martin Eden’i seven arkadaşlar en başta size tavsiye etmek istiyorum bu güzel kitabı. Umarım okurken benim gibi keyif alırsınız.