“İnsanlar her şeye kötü bir sıfat yakıştırmaktan hoşlanırlar. Bu sıfatları kullanmadıkları tek zaman, kendileriyle ilgili kötü bir şey anlattıkları zamanlardır.”
1950’li yıllarda Baldwin’den Siyah sorunları üzerine yazması beklenirken, tabu olan bir konuyu tercih ediyor; iki beyaz erkeğin aşkı.
#giovannininodası
İç çatışma, benlikle yüzleşme, kimlik, ötekilik, yabancılık, ırkçılık, homofobiklik gibi birçok konu hetero ilişkiler yaşamış-yaşamak isteyen David’ın Giovanni ile ilişkisi üzerinden irdeleniyor. Hem konu hem anlatım olarak çok sevdiğim bir kitap oldu.
Baldwin
Bir Vatan Evladının Notları kitabında duygusallıkla ilgili şöyle yazıyor: “Aşırı ve yapay duyguların gösterişle sergilenmesi diyebileceğimiz aşırı duygusallık, sahtekarlığın, hissetme kabiliyetsizliğinin belirtisidir.”
Bu değerlendirmesinin kurguya yansımasını merak ediyordum. Müthiş bir anlatımı varmış:)