Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

496 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Annesiyle birlikte pazar günlerinin rutinlerinden biri olan orman gezileri sırasında kaybolan, sekiz yaşındaki Benedict Finch... Onu en son gören ve gezileri sırasında önden gitmesine izin verdiği için kendisini suçlayan, aynı zamanda da eşinden boşanmasını henüz atlatamamış Ben'in annesi Rachel... Rachel oğlunun önden gitmesine izin vermesinin sebebini kendi ayakları üzerinde durması için onu cesaretlendirmek olduğunu savunur. Ancak medya ve Rachel'ı tanımayan halk anneyi suçlamaktadır. Neden bir çocuğu yalnız bıraktı? Neden tek başına önden girmesine izin verdi? Aramalar sırasında Ben'in en son görüldüğü yere yakın küçük bir gölün yanında, o gün üzerinde olan kıyafetleri bulunur. Çocuğu en son gören kişi annesi olduğu için, Rachel'dan şüphelenilir. Kendi vicdanı, en yakınındaki kişiler de dahil tanımadığı milyonlarca insanın suçlamaları ve çocuğunun kaybolmasının verdiği acı arasında bocalayan Rachel için, endişeyle dolu bir bekleyişin geçtiği dokuz gün onu beklemektedir. Bu noktada kendinizi sorgulamanızı istiyorum. Bir anne olarak çocuğunuzun güvenliğini sizden iyi düşünen başka kim olabilir? Masum küçük bir gezi sırasında çocuğunuzun önden gitmesine izin verdiğiniz o kısacık anda, başınıza böyle bir şey gelse ne hissedersiniz? İşte kitap tam da bu sorgulamaları size yaptırıyor. Ne yazık ki çocuk kaçırma olayları dünya üzerinde çok fazla yaygın ve bu durumu yaşayan binlerce anne var. Biz dışarıdan bakarak bazen anlamaya çalışıyor bazense ilk suçlayacağımız kişi anne oluyor. Bir polisiye kitap olmasına rağmen sizin duygularınıza o kadar güzel oynuyor ki kitap, kendinizi gerilmek yerine üzülürken buluyorsunuz. Ben okurken ağladım hatta. İki farklı bakış açısıyla okuyorsunuz kitabı. Hem annenin yaşadıklarını görüyor ve üzülüyorsunuz hem de dışarıdan seyreden o insanların verdiği tepkileri görüyorsunuz. Verilen bir çok tepkide kendinizi görebilirsiniz. Kitapta Rachel'ın sorduğu birtakım sorular var. "Şu anda esas merakımı çeken şey, bütün bu başıma gelenleri okumanın sizi rahatsız edip etmediği ve bugün için üzerinde güvenle oturduğunuz güzel koltuğunuzun bir anda, bir daha yerine gelmemek üzere altınızdan çekilip alınabileceğini bilip bilmediğinizdir. Yoksa siz kendinizi çok mu güvende hissediyorsunuz? Sizin temellerinizin benimkinden daha sağlam kazıklara oturduğunu mu düşünüyorsunuz? Benim düştüğüm durumu, sizin başınıza gelmesini hiç olmayacak bir olasılık olarak mı değerlendiriyorsunuz? Okurken benim yerimde olsaydınız yapmaktan kaçınacağınız hatalı davranışlarımı aklınızın bir yerine yerleştirdiniz mi? Benim durumumda olsaydınız bir anneye yakışacak, daha kusursuz bir ağırbaşlılık sergileyebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Belki de her şeyden önce kendinize, eşinizi elinizden kaçıracak kadar aptal olmayacağınızı söylüyorsunuz. Buna cevabım, çantada keklik zannettiğiniz şeylere karşı dikkatli olmanız gerektiğidir." Çantada keklik zannettiğimiz şeylere karşı dikkatli miyiz? Keyifli okumalar...
Dokuz Gün
Dokuz GünGilly Macmillan · Yabancı · 2015405 okunma
·
299 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.