"çocukluklarında anne babalarının az çok rasgele saplantılarından başka bir nedeni olmayan bu düzeltme muamelesine maruz kalmış çok sayıda insan olsa gerek: 'öyle konuşma, böyle konuş', 'öyle yeme, böyle ye', 'öyle şeyler yapma, böyle şeyler yap', 'öyle düşünme, böyle düşün'. belki de türün gerçek devamlılığı burada, atalarımızın nevrozlarını, ikinci bir genetik yapı gibi miras aldığımız yaraları en sonuncu insan jenerasyonuna kadar sürdürmekte yatıyor."