Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

296 syf.
8/10 puan verdi
I. Dünya Savaşı’nın son günleri, cephedekiler yıllarca süren savaştan sonra nihayet evlerine dönüyorlar. İnsan ilk başta bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyor, sevdiklerine kavuşan roman kahramanları da. Ancak çok geçmeden buzdağının görülmeyen kısmı su yüzeyine çıkıyor ve herkes durumun hiç de görüldüğü gibi olmadığını anlıyor. Remarque, “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” romanında bizlere cephedeki askerlerin durumunu, anların savaş hakkındaki düşüncelerini, savaşın kendisini anlatmıştı. (Okumayan varsa bu kitaptan önce onu okumasını salık veririm) Bu roman ise savaşın henüz bitmediğini, sadece cephelerin değiştiğini vurguluyor. Bu seferki savaş - ki geri dönebilenlere göre asıl savaş budur – topluma uyum savaşıdır. Olaylar daha tüyü bitmemiş, lise eğitimlerini yarım bırakmak zorunda kalıp askere çağırılan gençlerin gözünden anlatılıyor. Her türlü iğrençliği görmüş, arkadaşlarının vahşice, gaddarca ölümüne şahit olmuş, hiç tanımadığı kişilerin beynini çıkarmış, karınlarını deşmiş, onların kanıyla yüzlerini temizlemiş 17-18 yaşındaki çocukların tekrar hiçbir şey olmamış gibi toplumda herkesin yaşadığı gibi yaşamasını ne derece bekleyebiliriz? Bu mümkün müdür? Remarque ve kahramanları bu soruya hayır cevabı veriyor. Toplumla tekrar kaynaşma ve bütünleşme sürecinde pek çoğu başarısız oluyor, hüsrana uğruyor, hatta tekrar cepheye dönmek isteyenler çıkıyor. Her şeyin vıcık vıcık yapaylık koktuğu bir dünyada, insanların sahte gülüşleri, tesellileri, kibarlıkları, sosyetik takıntıları askerlerin midesini savaştakinden daha çok bulandırmaya yetip artıyor. Geri dönenlerden neredeyse hiçbiri geride bıraktıkları yaşamı sürdürmeyi başaramıyor. Kimi bunalıma giriyor, kimi kendini öldürüyor, pek çokları savaşta mayınlardan, mermilerden, bombalardan kurtulmayı başarmışken, savaş görmemiş insanların savaş hakkında atıp tutmalarından, davranışlarından, yapaylıklarından kurtulmayı başaramıyor ve onları da asıl yaralayan ya da ölümlerine sebep olan bunlar oluyor. Savaş görmemiş, insan öldürmek zorunda kalmamış biri size savaştan söz etse ne hissedersiniz? Eminim pek çoğumuz “hadi be ordan, sen ne biliyorsun ki?” deriz. Bu romanı savaş görmemiş biri yazmış olsaydı ben de aynı cevabı verirdim muhtemelen. Ancak Remarque’ın kendisi bizzat 18 yaşında orduya katılıp I Dünya Savaşı’nda yer almış, şarapnel parçalarıyla vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanmıştır. Savaşın dehşetini kendi gözleriyle görmüştür. Kitabın duygu yoğunluğu da bence buradan geliyor. Bu kitap da diğer kitapları gibi Nazi rejimi sırasında yasaklanmıştı.
Dönüş Yolu
Dönüş YoluErich Maria Remarque · Everest Yayınları · 2012158 okunma
··
230 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.