Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Bir şeyler yazma ateşi ile yanan, okuduğu bazı kitaplardan sonra aynı ya da farklı bir konu hakkında benim de söyleyeceklerim var diye heyecanlanan, ben de yazmak istiyorum diye coşan deyim yerindeyse çağlayan, sonra da yazmak için masanın başına oturup, boş sayfalara öylece bakıp kalan biriyim. Kİmi zaman nereden başlayacağımı bilmiyorum kimi zaman da nasıl yazmam gerektiğini. Biliyorum ki bu konu da yalnız da değilim. Bilirsiniz, bazı zamanlar vardır, o zamanlar da bir şey çok popüler olur her yerde karşımıza çıkar. Gözümüze gözüme sokulduğunu hissederiz. Mantar gibi her yerden türüyor diye söyleniriz. İçinde bulunduğumuz dönemde de mantar gibi üreyen kitaplar görüyorum. Sanki herkes yazar olmuş. Kendimden örnek verecek olursam, hasbelkader sohbet ettiğim, hiç ummadığım bir anda tanıştığım kişilerin, tanışma faslımızda ya kitap çıkarmak üzere olduğuna ya da bir kitabı olduğuna tanıklık ediyorum. Türkiye’de yazar deyince aklımıza gelen belli başlı isimler gelir aklımıza. Hele Türk klasikleri dediğimizde ise ezbere sayabileceğimiz kadar sayısı akılda kalacak kadar az ve öncü yazarlar vardır. Peki bu akla gelenler ile gelmeyenlerin arasındaki fark nedir? Binlerce kitabın içinde, kim neyi nasıl yazıyor da, kimi milyonlarca okunurken kiminin adı bile duyulmuyor. Ben bu binlerin, milyonların içinde nasıl var olacağım, bu sayıların içinde benim yazmak istediklerimi hiç mi yazan yok? İşte yazmak arzusuyla dolan, harekete geçmeye hazır, yeni yazar adayı bu binlerin arasından sıyrılmanın yollarını arar. Onun derdi sadece yazmak değildir. O mükemmeli yakalamak ister. Edebiyatı yazdıklarına ortak yapmak ister. Bunun içinde kendisine yol gösterecek kaynaklar arayışı içine girer. Ceketini sırtına alır ve aradığını bulmak için yollara düşer. Hiç şüphesiz ki bu yol çok çetindir. Çünkü mantar gibi üreyen kitaplar gibi bir de mantar gibi üreyen yazarlık atölyeleri, yazarlık öğretici kitaplar, videolar, seminerler, akademiler vardır. Yazmak isteğiyle yollara düşen yolcu, ışıltılı tabelaların, süslü vitrinlerin, cezbedici ürünler satan dükkanların bulunduğu bir caddede bulur kendini. Hangi dükkadan içeri girmelidir. İşte bu arayış için çıktığım yolda, bu sevimli ve gizemli dükkan çıktı karşıma. KURMACANIN GİZEMLİ DÜNYASI. Küçük mütevazi bir görüntüsü vardı. Tabelası dikkat çekiciydi ama öyle göz alıcı ışıkları da yoktu. Gözümü kamaştırıp da kör etmiyordu o ışık. İçeriyi görmeme izin veriyordu. Diğer tüm dükkanların arasından bu mütevaziliğe ile sıyrılıyordu. Bu gizemli dükkana adım attım. KURMACANIN GİZEMLİ DÜNYASI, Edebiyat Doktoru Korhan Altunyay’ın kaleme aldığu bir yaratıcı yazarlık kitabı. Bu alanda yazılmış bir çok kitaptan en önemli farkı, diğer kitaplarda bulamayacağınız bazı edebi terimlere de yer vermesi. Yazdığı eserde, bilinçli ya da bilinçsiz kullandığı tekniğin adının ne olduğunu bilmesi yazar adayına aynı zamanda entellektüellik de katar der Korhan Altunyay. Elimizdeki kitap yaratıcı yazarlık yolunda, kurmaca, kurgu, karakterizasyon, bakış açısı, dil kavramlarını değinmekle kalmıyor bunların detaylarına iniyor. Bir nevi kavramlarla ilgili bir sözlük, bir baş ucu kitabı niteliğinde. İçerikte kendi deneyimlerimden ve son bölümde bazı kitaplardaki öyküleri de, kitapta anlatıkları başlıklar altında inceleyen yazar, yaratıcı yazarlık öğretilerinin yanı sıra kurmacanın gizemli dünyasının kapılarını da okuyucusuna açıyor.
Kurmacanın Gizemli Dünyası
Kurmacanın Gizemli DünyasıKorhan Altunyay · Kdy · 20215 okunma
··
546 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.