Issız bir adaya düşsen yanına ne alırdın?
Robinson Crusoe'yu hemen hepimiz çocuk versiyonlarından okumuşuzdur. Daha önce bilgi yayınları baskısından (
Robinson Crusoe ) okumuştum. O da çok zevkliydi. Ama bir kitabı özetinden değil, tam metin tercümeden okumak gerekli. İş Bankası Klasikler Serisinden okurken, bir yandan da daha önceki özet tercümeyle kıyaslayarak gittim. Özet tercümede çoğu detay atlanmış, resim silikleşmiş, 144p kalitede video izliyor gibi sadece kaba hatlarıyla okumuşum meğer. Bu kadar önbilginin ardından şimdi de gelelim kitabın bana hissettirdiklerine.
Kalabalıklardan sıkıldığım zamanlar ada edebiyatı okurum. İnsanlardan uzakta ıssız bir adadasın. Muhteşem bir doğanın içinde kendi başınasın, kendi yaşam savaşını veriyorsun ve kendi iç muhasebeni yapıyorsun. Tam bana göre. Tıpkı Bear grylls ile yabanda izlemek gibi.
Neler yaşamadık neler hissetmedik ki kitap boyunca. Büyük sözü dinlemenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık :) Sonrasında kah denizin ortasında dalgaların içinde oradan oraya savrulduk, ıssız bir adada yalnız başımıza kaldık, yaşam mücadelesi verdik. Kah yaban hayvanlarını avlamaya çıktık, kendi tahılımızı yetiştirdik, çiftliğimizi kurduk, kah vahşilerle savaştık, esir aldık, öğretmen olduk. Yeri geldi kainatın nasıl ve neden yaratıldığının sorgulamasını yaptık. Kendimiz bu adada kalsak ne yapardık onu sorguladık. Issız bir adaya düşsek yanımıza ne alırdık yanımızda ne olmasını isterdik?
Özet tercümelerin çoğunda olmayan adadan kurtulduktan sonraki bir yolculukta kara kışın ortasında kurtlarla dolu bir ormanda hayatta kalma mücadelesi bana tıpkı Jack Londonun 
Ateş Yakmak kitabını okuyormuş hissi verdi.
Gün geldi kurtulduk o zorunlu ikametgahtan. En güzeli de emanetlerimizin, hakkaniyete riayet eden kimselerin elinde yıllar içinde bir servete dönüştüğünü görmek oldu. Dahası hakkaniyete riayet eden kimselerin bu dünyada yaşadığını görmek oldu. Okuması çok keyifli bir kitaptı benim için.
Eleştirel baktığımda ise benim bakış açımdan kitabın olumsuz tarafları Türklerin Berberiler adında ve vahşiler gibi tanıtılması oldu. Robinsonun esir aldığı vahşinin ismini Cuma koyması da ayrı bir detaydı.
Bu olumsuz yanlarını bir kenara bırakırsak dünya edebiyatına malolmuş güzel bir eserdi. Keyif alarak okudum. Tavsiye ederim.
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.