Ne çok okunmuş ! Hiç görmemiştim... Hakkında hiç bir şey bilmeden okuduğum bir kitap daha. Bu benim için şu demek: Sadece kendim yorumlayacağım. Yani kimsenin etkisinde kalmadan ve de baskısını hissetmeden okudum. A.Ali URAL kimdir hala bilmiyorum ama çizgisi hakkında ufak bir fikrim var artık. Posta Kutusundaki Mızıka başlığı bence sadece dikkat çekici olmuş. Herhalde en az üzerinde durulan bölümdür. Yani posta kutusundaki mektuplar olsa adı örneğin, bu kadar okunmayabilirdi. Mızıka baya dikkat çekici herhalde. İçeriği de fena değil. Böyle bir yazara fena değildi demek biraz değişik duruyor farkındayım ama buralar derya deniz artık bir yerden sonra küçük dağları ben yaratmış gibi atıp tutuyorum herkese. İlginç. Alıntılar dolu bir kitap okumak isteyen okuyabilir. Yazarı özellikle sevip sayanlar okuyabilir. Her akşam yatmadan 2-3 sayfa okuyayım diyenler okuyabilir. Gerçek bir dostu olanlar okuyabilir... Mektubun tarihi herhalde insanlığın tarihine en yakın şey. Ve asla bitmeyecek bir olay mektuplaşma. Sosyal medya istediği kadar ilerlesin, gelişsin. Mektubun ruhu var kesinlikle. Bir keresinde bir arkadaşım bana beş sayfa sayıp sövmüştü mektubunda. Hâlâ hatırlarım. Üstelik de kızarak değil. Sonuçta kıskançlık ya da kaybetme korkusu insanı başka birine dönüştürüyor. Haksız olsa bile bunun için hiç kızmadım. Gitmesine sessiz kaldım. Yüzüme söylemesi için çok ısrar etsemde o yazmayı tercih etmişti. Şimdi düşünüyorum da herhalde yüzüme o kadarını birleştirip söyleyemezdi. Hemde belki aynı zamanda nefret etmemi de istemedi. Etmiyorum da. Getiren arkadaşım o yazmış sende okuyacak mısın nesiniz siz demişti. Okudum tabi. Sonuç itibariyle 10 yıl önceki bir olayı şu an mektup olduğu için hatırlıyorum. Bir mesaj ya da canlı bir anı belleğimde böyle yer etmezdi.

Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202020bin okunma

·

75 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Seren