Sanatçılar, biri kendi dünyasını kuranlar, öbürü de gerçekliği yeniden kuranlar olmak üzere ikiye ayrılır. Ben kuşkusuz ilk gruptanım. Ama bu, işin mahiyetini değiştirmiyor: Benim kurduğum dünya kimilerine ilginç gelirken, kimilerinin zerre ilgisi çekmediği gibi, hatta üstelik sinirlendirebiliyor. Yine de sinema aracılığıyla yeniden kurulan bu dünyayı da, her zaman doğrudan sabitlenmiş ân içinde, nesnel olarak yeniden kurulmuş bir gerçeklik şeklinde algılamak gerekir.