Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

516 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Masumiyet Müzesi romanı “ hayatımın en mutlu anıymış bilmiyordum ” cümlesiyle başlar. Bu cümleden biz, roman kahramanının geçmişte yaşadıklarını gözden geçirdiğini ve hayatının bir anının onun en mutlu anı olduğunu düşündüğünü ve büyük bir yanılgı içerisinde o günün aslında onun için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Çünkü kimse yaşadığı bir olayın onun hayatında ki en mutlu anı olduğunu o zamanda anlayamaz. Bunu ancak yolun sonuna geldiğinde ya da önemli bir şeyi kaybettiğinde anlar. Bunu düşünerek romana baktığımızda aslında kahramanımızın pek de iyi bir hayat yaşamadığını anlıyoruz. Kitabımızın son cümlesi ise Kemal’in “ herkes bilsin çok mutlu bir hayat yaşadım .” cümlesidir. Bu cümleyle aslında herkesin onun mutsuz bir hayat yaşadığını düşünmesine rağmen o yaşadığı bu aşkı her zaman üstün kılmış ve her şeye rağmen çok mutlu olduğunu belirtmiştir ve bu cümle romanın son cümlesi olarak kalmıştır. Kitabın adında da geçen “masumiyet” kelimesine kitap boyunca rastlamak pek de mümkün değil. Çünkü kitap da aşk da dahil olmak üzere masum olan neredeyse hiçbir şey yok. Fakat her nedense kitaptaki aşk hikayesi fazlaca etkileyici. Kitapta öylesine bir aşk yaşanıyor ki , yıllar sonra bile aklınızda bulunacağından ve günlük hayatınızdaki birçok olay size mutlaka bu kitabı hatırlatacaktır. Çünkü karşınızda 9 yıl boyunca sevdiğini kazanmak için uğraşan bir adam var. Öyle ki 8 yıl boyunca hiçbir şey beklemeden sadece Füsuna yakın olabilmek için misafir olarak gittiği akşam yemekleriyle yetinen , Füsun’un içtiği sigaraların tam 4213 adet izmaritini toplayan Kemal’in aşkının büyüklüğünü burada görüyoruz. Füsun’a olan aşkı her geçen gün Kemal’in içine işleyerek daha da büyüyecektir. İlk başta klasik bir aşk hikayesi gibi gelse de kitabı okudukça, kitabın samimiyetinden, gerçekliğinden, anlatım tarzından, bakış açısından ve bu büyük aşk hikayesinden o kadar çok etkileneceksiniz ki klasik bir aşk hikayesinden ne kadar farklı olduğunu anlamanız uzun sürmeyecektir. Kitabı bitirdikten sonra müzeyi görme isteği de işte bundan kaynaklanıyor. O kadar güzel tasarlanmış ki kitabın içindeki müze bileti ile bir an önce oraya gidip Füsun ve Kemal'den izleri yakinen görmek istiyorsunuz. Evet masum bir aşk değil ama Kemal'in o takıntılı sevgisi de sizi bir yerden sonra o aşkın içine sürüklüyor. Bütün eksilerine rağmen okunulası bir kitap. İyi okumalar. ***Sibel ile mutlu bir ilişkisi olan, tekstil zengini bir ailenin çocuğudur Kemal. Sibel ile nişanlanmalarına çok az bir zaman kala uzun zamandır görmediği yoksul akrabalarının kızı olan Füsun’a rastlar ve hikâye böyle başlar. Kemal ve Füsun birbirilerine âşık olur ve yaklaşık 2 ay boyunca gizlice buluşurlar. Fakat Kemal bir türlü Sibel’den ayrılamaz ve onunla nişanlanır. Sibel ile nişanlaması üzerine Füsun ortadan kaybolur ve Kemal ondan haber alamaz. Sürekli onu aramaya ondan haber almaya çalışır. Her gün buluştukları eve giderek umutsuzca onun geleceğini hayal eder ve oradaki eşyalarla özlem giderir. Çevresindeki herkes Kemaldeki değişimin farkındadır ve ona yardımcı olmaya çalışırlar. Sibel Kemaldeki bu durgunluğu bir çeşit hastalık olarak düşünüp onu iyileştirmek için elinden geleni yapar fakat her şe faydasızdır Kemal derin bir buhran içindedir ve tek çaresi Füsun’dur. Kemal bu şekilde devam edemez ve Sibel’den ayrılır, Füsun’un peşinde düşer. En sonunda onu bulur akrabada oldukları için tüm cesaretini toplayarak akşam yemeğine gider habersizce. Fakat işler istediği gibi gitmez Füsun evlenmiştir. Kemal tam 8 yıl boyunca her gün onlara akşam yemeğine gider ve her gittiğinde evden bir eşya, Füsun’un kullandığı çatal, kaşık, içtiği sigaranın izmaritleri, Füsun’un elinin değmiş olduğu herhangi bir objeyi alır ve biriktirir. Füsun’u görmediği zamanlarda bu aldığı eşyalarla onun varlığını hissetmeye çalışır. Füsun'un annesi Nesibe Hanım'ın, Füsun'un evliliğinin namusu kurtarmak için yapılmış geçici bir ilişki olduğunu anlatması ve er geç Füsun'la birlikte olacaklarını ama sabırla beklemesi gerektiğini öğütlemesi Kemal'e şevk vermektedir. Kemal, Füsun'un başrolünde oynayacağı film için Limon Filmcilik'i kurar. Fakat ne Kemal ne Feridun Füsun'un filmde oynamasını isterler. Onun yerine daha sonraları Feridun'un gönül verip yaşamaya başlayacağı Papatya'yı seçerler. Film başarı getirir, fakat Füsun ile Feridun'un evliliği kopmuştur ve Kemal de bu sonuçtan memnundur.. 8 yılın sonunda Füsun eşinden boşanır ve Kemal ile evlenmeye karar verirler. Babaeski'de Edirne yoluna bakan bir otelde dinlendikleri gecenin sabahında Füsun'un kullandığı ve Kemal'in de bulunduğu araç kaza yapar. Füsun ölür, Kemal ise ağır yaralanır. Kemal iyileştikten sonra, yıllar boyunca topladığı eşyayı sergileyeceği bir müze açmaya karar verir. Füsunların Çukurcuma'daki evini müze haline getiren Kemal, müzenin kataloğunu roman biçiminde yazılması için yazar Orhan Pamuk'a teklif götürür ve Pamuk kitabı yazmayı kabul eder. Başından itibaren birinci tekil kişi anlatımıyla ilerleyen kitabın son sayfalarında, Kemal sözü kitabın kahramanı olan yazar Orhan Pamuk'a bırakır. Pamuk, Kemal'in ölümünü de anlatarak kitabı sona erdirir
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,2bin okunma
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.