Her yeni yıla girmeden önce kendime büyük hedefler koyar; gelecek yılın benim yılım olduğuna, köklü değişimler yaşayacağıma inanırdım. Tabi bu hedeflerin hiçbirini gerçekleştiremezdim. Kendime belirlediğim hedefler arasında da o yıl okumayı hedeflediğim kitap sayısı da oluyordu. Son iki yıldır okuma tempom o kadar düştü ki okuduğum kitap sayısı iki elin parmağını geçmez. 2022’ye girmeden önce kendime yine hedefler belirledim ama bu sefer diğer senelerden farklı olarak büyük büyük adımlar atmak yerine ayaklarla ilerlemeyi tercih ettim. Merdivenin daha ilk basamağını çıkmadan en tepede olmayı hedeflemek beni yoruyordu. Bu seneki hedefim senenin sonunda merdivenin ilk basamaklarını çıkmak. 2022 yılına girmeden önce her ay için bir kitap belirledim ve hedefim ayın kitabını okumak. Ocak ayının kitabı ise Bir Çift Yürek oluyor. Adını çok önceden duyduğum, geçen sene kitaplığıma eklediğim ve 2022 Ocak ayında elime alıp okuduğum bir kitap oldu. Ayın kitabı olmasaydı daha okur muydum bilmiyorum ama şu an diyorum ki iyi ki de aylık kitap listeme bu kitabı eklemişim ve 2022 yolculuğuma bu kitap ile başlamışım. Kitabın adını ilk duyduğumda bir aşk romanı olduğunu düşündüm daha sonra birkaç yerde Aborjinleri anlattığını okudum. Bu seferde bir Aborjin yerlisinin aşkını anlatıyordur diye düşündüm. Kitabı okurken aşk namına bir şey geçmediğini görünce kendimi bu sığ düşüncelerim için tebrik ettim. Bir Çift Yürek Amerika’lı bir kadının Aborjinlerle yaptığı yolculuğu anlatıyor. Bu cümle kitabın arka kapağında yazıyor. Evet, kitap bir kadının bir kabile ile yürüyüşünü anlatıyor ama bu yürüyüş sadece fiziksel bir eylem olarak gerçekleşmiyor. Kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar karakterin ruhsal yolculuğuna ve değişimine şahit oluyoruz. Yürüyüş süreci boyunca hergün farklı zorluklarla karşılaşıyor ve yaşadığı her zorlukta kendini keşfediyor. Doğa, mücadele, aidiyet ve teslim olma kavramları yeniden şekilleniyor onun için. Yolculuğun başında kendine ait olan ne varsa elinden alınıyor. Sadece bir bez parçası ile yolculuğa başlıyor. Defalarca yolculuğunu yarıda kesmek istesemesine rağmen bir şekilde devam ediyor. Ve 4 aylık süreç bittiğinde büyük bir değişime uğrayan karekter kendi dünyasına döndüğünde yaşadıklarını diğer insanlara anlatmaya çalışır ama bunun gerçek olduğuna inanan sayısı oldukça azdır. Kitap, modern insan ve modern yaşam kavramları üzerinde bir hayli düşündürüyor. Tüketim odaklı yaşadığımız dünyada gün geçtikçe her birimiz doymayan bir canavara dönüşümümüze şahit oluyoruz. İnssanlığın gittiği yönü idrak edemediğim şu günlerde, eşyanın, sosyal medyanın ve daha birçok şeye köleleşmeye başlamamıza şahit olmak gerçekten üzücü. İlkel insanlar olarak nitelendirilen Aborjinlerin dünyasına tanık olmak asıl ilkel yaratıkların onlar değil de biz olduğunu fark etmek insanı çok etkiliyor. Kitapta beni çok etkileyen birden çok nokta olsa da en çok etkilendiğim kısımlardan bir tanesi yamyamlarla ilgili bir bölümdü . En vahşi insan türü olarak anılan yamyamların birgünde yiyeceğinden fazla insan öldürmeyeceği ile ilgili bir cümle vardı. Bu cümle beni çok sarstı. Vahşi olarak nitelendirilen bu insan türü temel ihtiyaçlarını karşılamak için öldürüyorladı ama vahşi olmayan insanların hergün binlerce canlıyı sebepsiz yere öldürdüğünü duyuyorduk. Peki hangi insan türü daha vahşiydi orası muamma. Her yürüdüğümüz yol, her yaşadığımız yolculuk bizi bize götüren bir araç bu kitapda benim için öyle oldu. Kitabın son sayfasına geldikten sonra artık yaşadığım olumsuzluklar için neden yaşıyorum demek yerine bu süreçten ne öğrenceğim ve sonunda nasıl bir insan olacağım diye bakıyorum. Evet yılın ilk okunan kitabı Bir Çift Yürek oluyor her kitap gibi bu kitap da yaşayamayacağım hayat tecrübelerini kazandırdı. Okumak ne de güzel bir eylem.

Bir Çift YürekMarlo Morgan · Klan Yayınları · 201923,4bin okunma

·

124 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Burcu