Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

TÜRK'ÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOK
Mümkün değil. Ne yapacaklarını düşünürken yanlarına genç bir adam yanaştı; harıl harıl çalışmaları, rıhtıma ayak bastıkları andan beri Büyükhanım’ın dikkatini çekmiş olan erkeklerden biri. Yağız delikanlılar, güçlü kuvvetli erkeklerdi bunlar, aralarında orta yaşlılar gibi bıyığı bitmemiş çocuklar da vardı ve etraflarına dağıttıkları yardım gibi içlerinden taşan iyilik de görülmeyecek gibi değildi. Muhacirleri karşılıyor, kayıklardan inenlere yardım ediyor, yaşlıların elinden tutuyor, yük taşıyorlardı. Kimi ceket pantolonluydu Avrupaî, kimi de yüksek bir papak takmış, uzun etekli bir tunik giymişti. İşte bu da onların en güler yüzlü, en güneş yanığı olanıydı; sıcacık bir sesle ve değişik bir şiveyle konuşmaya başladı. Yüklerini taşımak, gidecekleri kadar götürmek, bir tas çorba ikram etmek istiyordu, hiç olmazsa Sıcak bir çay. "Oğlum" dedi Büyükhanım, "Sizler, kimlersiniz?" "Biz" dedi genç adam, "Azerbaycan Türklerinden, Bakü Cemiyet-i Hayriyesi'ndeniz." Böyle bir cemiyetin adını Büyükhanım hiç duymamıştı fakat o anlatınca anladı. Bu felâket zamanlarında her biri yerini yurdunu, ailesini ocağını terk ederek Müslüman kardeşlerinin yardımına koşmuş, “Kardaş Kömeği” kavliyle onlar yokken buraya gelmiş, insanüstü bir gayret sarf ederek muhacirliğe çıkamayan yaşlı, hasta ve sakatlara yardım etmiş, halkı Rum ve Ermeni çetelerinin saldırılarından koru muşlardı. Aras'ın kuzeyindeki Azerbaycan, Rusya sayıldığı için Rus tebaası sayılan bu aydınlık insanlar Rus makamları nezdindeki işleri de takip etmişlerdi. Biraz da onların desteğiyle ayakta kalabilmişti Trabzon. Neticede "kardaş", "kardeş" demekti. Büyükhanım'ın içine insanın insanı yediği bir cehennemde insanlığa dair bir şefkat resmi çizildi, bir inşirah indi. Demek dünyada rahmete, merhamete dair emek vardı. Bir göz aydınlığı gibi karşıladı onları Bakü Hayır Cemiyeti, bu anı, bu ismi hiç unutmayacaktı. "Siz hep burada mıydınız oğlum?" "Evet" dedi genç adam. "Hep buradaydık. İki yıldır. Arkadaşlarımdan gelenler dönenler oldu ama çoğumuz hep buradaydık, ben de öyle. Sadece bir ara Bakü'ye gidip hemen geri döndüm." "Sadece Trabzon'a mı geldiniz?" "Yok nine. Tiflis'te, Erivan'da, Erzurum'da, Kars'ta ve başka yerlerde de çalıştık. Esir Türk askerlerini taşıyan katarları karşıladık, ölüleri defnettik. Anlayacağın, siz nerede biz oradaydık.'
Sayfa 489 - TimaşKitabı okudu
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.