"Yaratan rabbinin adıyla oku!"Uzun süredir böyle duygudan-duyguya sürükleyen bir kitap okumamıştım..
Çok kapsamlı, çok donanımlı. Hayret ettiriyor, heyecan, korku, ümit, sevinç..
Bir anım bir anımla tutuşmadı.
Bunların yanında rahatsız da etti, itiraz da ettirdi.
Bilim çerçevesinde evrenimizin resmini rakamlarla çizerken hayretimi tutamadım..
Muhabbetullah yolunda hikaye edilen evliyanın menkıbelerini hayretle, hayranlıkla takip ettim.
Tasavvuf, makam, tövbe, takva, zühd, tevekkül, tecelli ve aşk basamaklarını teker teker, itinayla çıkması etkisini katladı. Huzur buldum. Ümitlendim ve korktum.
Rahatsız eden kısımlardan biri sahabelerin savaşı dönemine kullandığı üslup oldu.. oralara dokunmadan geçiyorum.
Evrenin tarifini yapan eserler beni hep hayran bırakmıştır. O rakamları idrakte zorluk çekiyorum (tamam idrak edemiyorum). Ama kendi dar sınırım çerçevesinde anladığım şeyler hayret ötesi. Gel de hayret etme, gel de hayran olma. SUPHANALLAH!
Gökyüzündeki yıldızların gördüğümüz ışıkları yıllar önceki hallerinin ışıkları ve kayan yıldızlar yıllar önce kaymışlar da biz şimdi görüyoruz. Başka uzak bir yıldızdan dünyaya baksak asırlar öncesini görebilirmişiz neler neler.. aklımda kalan basit tarifler oldu. Ama hayretim baki kalacak.
Kitap "Oku!" Hitabının neye olduğu, neyi okuması gerektiğini merak eden karakterin arayışıyla başlıyor. Aradıkça başka sorular çıkıyor karşısına ve sorular da o kadar kıymetli ki!..
Sonuç olarak her şey insana insanı anlatmak için; her şey insanın kendini tanıması, keşfetmesi için.. aramak, aramak, aramak.. anlamları, sebepleri, cevapları.
Ve bu gizemli kutunun bir de şifresi var:
"Kendini bilen Rabbini bilir.."
Oku Ama Neyi? Kur'an'ı, Peygamberi(s.a.v), tabiatı ve kendini..
Okumakla hiç biter mi? Yeter ki:
"Yaratan rabbinin adıyla oku!"
(Alak Suresi)