Kurşun gibi doluyum!Mitolojiyi severim, belki en sevdiğim mitolojik trajedilerden biri Ajax'ınkidir, Salamis Adası'nın kralı olan bu zat Truva Savaşı'nda Akhalarla birlikte savaşırken insanüstü yararlıklar göstererek kahramanlık olgusunu geliştirir, Aşil'in{Akhilleus} peşi sıra ünü yayılan ve Aşil'in ölümü ile Aşil'den kalan teçhizatın dağıtımında kendisine de Aşil'in kılıcını layık gören Ajax'a Tanrılar pek de adil davranmaz, bu onuru Odiseus 'a bahşederler. Ajax mağrur olduğundan dolayı tanrıların bu kararını kabul etmez ve onlara isyan bayrağını açmakta tereddüt etmez. Athena'nın başına açtığı belalar neticesinde Ajax insanların küçümseyici bakışlarına hedef olur, toplum içinde gözden düşer ve artık buna dayanacak gücü kendinde bulamadığında Aşil'in kılıcının üzerine kendini bırakarak intihar eder. Ölürken güldüğü için tarihe bu gülüş Ajax Tebessümü olarak geçti. Kendisine yapılan haksızlıklar, kahramanlığına rağmen milleti içinde düştüğü menkubiyet beni ona hep çekti.
Süleyman Çobanoğlu
Bana şiir gelirken toprağa şimşek gelir
Ölürkenki o gülüş, tutsak dirilten umut...
derken Ajax'ın tebessümündeki o haksızlığa isyanı gördüm.
Çiğnenen güllerin içinde, son dikenini kendisini ezmek üzere gelen ayağa saplamak isteyen direnci gördüm.
O, "Benim "sağcılığım" artık sağcıların bile unuttuğu, belki de hiç bilmedikleri bir sağcılık diyor... Millete rağmen milliyetçilik ve sağa rağmen sağcılık yaptığının farkında. İnsan imkansızların içinde rağmlara rağmen bir de sevdalıysa, sevdasını kuzeni Tarla Kuşu'na anlatırken bile bize bir şeyler hissettirebiliyorsa okumaktan ziyade özümsenmelidir. Son olarak ben de finans alanında çalıştım Süleyman Çobanoğlu gibi, ben de şiir yazdım, ben de sevdalandım, ben de derdimi kaç kuşa anlattım fakat şimdi anlıyorum ki ben de tarla kuşunun kuzenlerinden biriyim;
tarlakuşu, ben senin
amucanın oğluyum
gel de dinle bir lahza
kurşun gibi doluyum
körü gördüren sevda
erenler doğru demiş
ne yazıklar işledim
başa geldi bunca iş
kurşun döktürdüm, anam
hocalara okuttu:
"kör olası şu sevi
kuzucuğu kudurttu"
ilendi yaşın yaşın
köpürdü kız anası:
"boyuna da bakmaz hiç
teneşirde yunası!"
yine de gık demedim
ağırdı dedikleri
aklımda kızın saçı
saçının belikleri
ne etsem sökemedim
boynumda değirmenler
gönül nice iş işler
dese gerek erenler
vurdum geldim karşına
üç yerden kırık kolum
tarlakuşu az dinle
kurşun gibi doluyum