yıl 1962. fakir baykurt, o yıllarda köyleri dolaşarak izlenimler ediniyor, bir roman taslağı hazırlıyor fakat henüz kafasında net bir fikir oluşmamış. yılanların öcü'nün ilk gösterimi yapılıyor, ankara ulus sineması'nda. film bitince alkış kıyamet. aynı anda yuhalamalar, sövmeler... "getirdiğim öykünün kendilerine batan yerleri vardı tabii." diye düşünerek izliyor kalabalığı ve o an 'kaplumbağalar'ı hızla tamamlamaya karar veriyor: "bu dırdırcı bulvar aydınları, kafamdaki romanı yazdığım zaman ne yapacaklar acaba? içecekler mi kanımı?" kaplumbağalar, sadece bir roman değil; kırsalın izdüşümü, köyün, köylünün gözardı edilen gerçekliği, ta bugünlere yazılmış açık bir mektup. kraldan çok kralcıların, kara softaların, ensesini yağlatıp el etek öpen asalakların hüküm sürdüğü bir düzenin eleştirisi. yolluğunu alıp köye inen, yiyip/içip, keyfini çatıp, işi bitince; köylünün kirine, yamasına, yırtığına burun kıvıran kent maymunlarının dansederken devirdiği hayatların hikayesi...

KaplumbağalarFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20063,455 okunma

·

620 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Lily Nohudy