Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Askere çağrıldığımda, Ankara Hukuk Fakültesi’nde İdare Hukuku Asistanıydım. Askerlik Yasası’na göre, 32 yaşının sonuna kadar askerlik görevim ertelenebilirdi. O günler 12 Mart’ın en öfkeli günleriydi. Asker Alma Dairesi Başkanı benim dosyam ile çok yakından ilgilenmiş ve hemen askere alınmamı emretmiş. Benim yaşım o tarihte tam otuz. En azından iki yılım var amma, kim dinleyecek bunları. Askere çağırıldım. 12 Mart’ın devlet terörü, “Elrom Olayı” ile başlamıştı. 18 Mayıs 1971 günü, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’nca gözaltına alındım. Bir ay sonra tutuklanmamı gerektirecek suç belirtisi saptanmadığından, Tuğgeneral Ali Elverdi’nin başkanlığındaki mahkemece serbest bırakıldım. Hemen o günlerde de, devrin tek ilerici yayın organı “Ortam” dergisinde yazı yazmaya başladım. Bundan büyük suç olur mu… Dergi kapatıldı. Derginin yazarları Mümtaz Soysal, Muammer Aksoy, İlhami Soysal ve Ali Sirmen, ayrı ayrı gerekçelerle gözaltına alınıp tutuklanmışlardı. Ortam dergisi, bir çeşit “sıkıyönetim bekleme salonu” olmuştu. Orada kim yazı yazarsa, doğru cezaevine… Ben de bunu hesaplayıp duruyordum ki, cezaevinden önce askerlik işi çıktı. 1972 yılının Mart ayında yedek subay testlerine girmek için hazırlıkları tamamladım. Tam sınava gireceğim günlerde yeniden gözaltına alınarak, sınava gireceğim Muharebe Okulunda cezaevine kapatıldım. Altı ay sonra tahliye olduğumda, evime bile gitmeden, bir sonraki yedek subay dönemi sınavlarına girerek, Tuzla Piyade Okulu’na düştüm. Orada üç ay eğitim gördükten sonra, yeniden sıkıyönetim mahkemesince tutuklanarak, Mamak Tutukevi’nde, arka hücrede hak ettiğim yeri aldım. Beş ay sonra, Askeri Yargıtay Kararı gereğince yeniden tahliye olduğumda artık yedek subay öğrenci değil rütbesiz askerdim.
Sayfa 97 - 98, um:ag Vakfı Yayınları, 70. Baskı
·
188 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.