13 Mayıs 1696'da Afyon Mahkemesi'nde Ümmühan adındaki köylü bir kız, "Ben on beş yaşındayım, 'baliğa' ve 'akile' olmam hasebiyle kendi
adıma karar alabilecek hakka sahibim" diye haykıracaktır. Ümmühan belki
de ilk kez kendi adına konuşup karar alıyor, çocukluğunun bir yükünden
kurtulmaya çalışıyordu. Sahip olduğu yeni hukuki statüsünün kendisine
verdiği hakların farkında olan ve artık çocuk olmadığını ifade eden Ümmühan, çocukluğunda nişanlandırıldığı Yazıcızade Mustafa ile evlenmek
istemediğini söylemişti. Çocukluğun başkalarına bağımlı dünyasını geride
bırakıp kendi adına hareket etme ve karar alma hakkını elde etmiş bir genç
kızın özgüveniyle konuşuyor tercihlerini dile getirmekten çekinmiyordu.
" Ben kendimi Allah'ın emri ve Peygamber'in şeriat-ı mutahharası üzerine
üç kumaş kaftan, bir altın küpe, bir sim kuşak, bir entari, bir çift sim bilezik
ve bir pabuçtan ... oluşan mehr-i muaccel ve bin dirhem mehr-i mueccel ile
Ahmed'e evlendiriyorum" diyecektir.