"İntikam yolculuğuna çıkacaksan, iki mezar kaz. Biri düşmanın, biri de kendin için." Konfüçyüs'tan yaptığı bu alıntıyla; bu romanında da okuru duygusal arafta bırakıp, sendeletip, zihnini bıçak sırtında gezdireceğine dair ilk uyarıyı yapıyor Jodi PİCOULT. "19 Dakika" bir intikam hikayesi olmaktan çok öte; 17 yaşındaki Peter, bir katliamın başrolü olmaktan çok daha fazlası. Picoult bu romanında, başta Amerika olmak üzere birçok ülkede artan okul saldırıları konusunu temel almış.
Araştırmalara göre okullardaki silahlı saldırıların ardındaki faktörler arasında, birçok psikolojik sorunun yanısıra; aile işlev bozukluğu, aile gözetiminin olmaması, ateşli silahlara kolay erişim ve akıl hastalığı yer alıyor. Saldırganların en önemli gerekçeleri arasında; zorbalık / zulüm / tehdit (%75) ve intikam (%61) yer alırken,%54'ü birden çok nedeni olduğunu belirtiyor. Geriye kalan güdüler arasında bir problemi çözme girişimi (%34), intihar veya depresyon (%27) ve dikkat veya tanınma (%24) yer alıyor.
Jodi PİCOULT'un Türkçeye çevrilmiş tüm kitaplarını okudum. Her birinde insanı, canını yakacak bir ters mantıkla empatiye zorladığını gördüm. Ama 19 Dakika, beni bu anlamda apayrı etkiledi. Yalnızca bu kitabını değil, sadık bir okuru olarak tüm kitaplarını tavsiye ediyorum. Kefilim ;)