Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

80 syf.
8/10 puan verdi
Aşk gibi, neredeyse hiçbir kriteri olmayan ve birçok yönden araştırılabilen bir olguyu açıklamak kadar karmaşık bir şey olamaz. Aşkı anlamak, insanları anlamak, onların kendi ihtiyaç ve dürtülerini öğrenmek, yine de sırlar ve bilmecelerle dolu bir evrene girmek demektir. Batı felsefesinde, aşkı ele alan Platon’un Phaidros eserinin dışında, Schopenhauer bir yenilikçidir. Kitapta, mutlak düşüncelerinin (cinsel aşkta rol oynayan ve herkes için geçerli) yanı sıra, göreli düşünceleri de (bireysel olan) ele alıyor. Üreme içgüdüsünün yanıltıcı bir ifadesi olarak aşk, yalnızca türün hayatta kalma iradesine hizmet ettiğini ve insanların nasıl mantıksız hale gelip, aldandığını ustaca anlatıyor. Aşk, diğer herhangi bir dürtü veya arzudan daha güçlü bir şekilde yaşama isteğini somutlaştırır; bu nedenle, her şeyden çok, insan varoluşunun sefaletinden sorumludur. Tatmin edilen tutku, çoğu zaman aşığın kişisel refahını baltalar ve çoğu zaman tüm yaşam planlarını yok eder. Romantik aşkın en yüce biçimi bile, cinselliğe olan doğal ihtiyacın ve türün kendini sürdürme arzusunun gerekçesinden başka bir şey değildir. Her âşığın, kendisinde bulunmayan şeyleri karşı tarafta sevdiğini ve eksik olanı/kusurlarımızı böylelikle nötralize ettiğimizi ifade ediyor. #arthurschopenhauer ‘in bu eserle amacı, aşkın tüm olumsuz yönlerini sergilemek değil, meselenin özünün anlaşılmasıydı. #aşkınmetafiziği ‘nde tüm hipotezlerden Schopenhauer sonunda, aşkın nihai amacının bir çocuğun yaratılması yoluyla, gelecek nesillerin korunmasını güvence altına almak ve yaşama iradesinin olduğu sonucuna varmıştır. Aşka, Platon’un #phaidros eseri daha masumane bir şekilde yaklaşıyor, Schopenhauer ise, gerçek özünü kavramamızı sağlıyor. #felsefe türününde kitap okumayı sevenler, her iki eseri de değerlendirebilir.
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Yapı Kredi Yayınları · 201913,2bin okunma
·
291 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.