Hani bir konu hakkında söyleyeceğiniz çok şey olur da bir türlü toparlayıp söyleyemezsiniz ya Werther benim için öyle bir konu. İlk okuduğumda beni bu kadar yormamıştı ancak ikinci okumamda Werther’i çok içselleştirdim. İnsanlarla olan kavgası ve coşkusunu okurken yaşadım diyebilirim. Hiç kuşkusuz onu ölüme götüren de bu coşkusu oldu. Kitapta devamlı mükemmelleştirilen karakterin ahlak, bilgelik hatta ölüm gibi konularda bu denli kesin yargılarına şiddetle başkaldırıp inandığı doğruları onun deyişiyle “haykırarak” savunuşuna bir kalp bırakıyorum. Bir aşk romanı olarak değerlendirdiğimde Lotteye olan aşkı saf ve hastalıklıydı gözümde. Onun elinden gelecek bir ölüm bile mutlu etmeye yetmişti Werther’i. Hatta Lotte tarafından sevildiğini hissettiği anda kendinin sevilecek biri olduğuna inanması falan… Ne bileyim ya kimse kimseyi böyle delicesine sevmemeli