".. Yokluğu hissetmek kolay da anlatması zor. Bir vardı, bir yok oldu işte, gerisi boş laf." Ömür İklim Demir ve Muhtelif Evhamlar Kitabı Bir öykü kitabı diye başlıyorsunuz. Ne kadar zor olabilir okuyabilmek. Benim için zor bir okuma oldu. 10 hikaye var kitapta.. Hikayelerdeki kahramanlarının her biri hayattan azar işitmiş. Kimi eşini kaybetmiş, kimi işini, kimi gençliğini, kimi kimliğini, kim olduğunu; geçmişini , geleceğini.. Arayış da var, umut da var ama bana göre en çok umutsuz.. "Ömürden öte dert yok" dedi içindeki ses." Keşke güzel bitse başlayan her hikâye ama yazarın dediği gibi uzun vadede mutsuzlukla bitiyor. "; çünkü mutlu son diye bir şey yoktu, uzun vadede bütün hikayeler mutsuz biterdi." Hikayelerdeki kahramanlar içimizden ve yaşadıkları bizim de hikayemiz. Yazar sahici yazmış. Günlük konuşma dilini en etkili, kısa , öz kullanarak az kelimelerle ustalıklı bir anlatım gerçekleştirmiş. İnsanın hem kendi iç sesiyle konuşması, derdini kendine anlatması, hayatı sorgulaması, ... Soğuk gerçeklerle yüzleştirmesi.. Gerçekten çok etkileyici idi. İçler Dışlar Çarpımı, Vasati 40 Yaş ve Tuz birbiriyle bağlantılı öyküler. Bana kalırsa bu üç hikayeden bir sinema filmi bile çıkabilir. Hele Nazan Öncel in Geceler Kara Tren * şarkı sözleri hikâyeyinin kalbine, okuyucunun da kalbinin ortasına oturuyor. Bir çok hikaye bir alıntı ile başlıyor. Vasati 40 Yaş öyküsü Onat Kutlar’ın “Durmadan düşünüyorum, ne çok öldük yaşamak için.” sözü başlıyor ve çok dramatik bir hikaye.. Sonsuz Abiler Diyarı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Birçok şeyler gibi insanlar da kuyuya benzer. İçlerinde boğulabiliriz.” Bu alıntı hikayesinin içeriğini anlatıyor zaten. "Ah bırak güneş vursun yüzüme, ve yıldızlar süslesin düşlerimi. Zamanın ve uzayın yolcusuyum ben, geldiği yere dönmeye çalışan." Led Zeplin-Kashmir in şarkı sözü ile başlayan hikaye Dün Gece Ansızın* Öykünün kahramanı gençliğini rüyasında görüyor. İşin, gücün hengamesinde yitirilen gençliğe ve hayata karşı isyankar tutum sergilediğimiz ve şimdi buhar olan zaman ve özlemler dile geliyor. Kartela öyküsü Didem Madak’ın “Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan. Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım, Yıldızlı bir gecenin.” Etkileyici dizeler ile başlayan ve evhamlar üzerine bana göre buruk tebessüm ettiren bir hikaye.. ... ... Son öykü Sessizliği Öldüren Tuzluk* Edip Cansever’in “Biliyorsun, bizim her türlü yalnızlığımız Yeni bir dil olacak yarın.” Dizeleri ile başlıyor. Zaman zaman evlerde küskünlükler olur, sürer bir zaman.. Sessizliği bozan söz olur sofrada .. Tuzu uzatır mısın* gibi.. Buradan alıyor hikaye adını. Bu hikaye ile final yapıyor kitap .. Buruk bir hikaye bu da.. Hafıza kaybı yaşayan bir anne ve bu anne ile yaşayan Tutunamayan* oğul.. Hikayelerde genel olarak hayatın sillesinden hissesini almış, hayattan azar işitmiş, ağır aksak yürümeye çalışan bizden gerçek insanlar.. Galiba o nedenle çok sevilmiş hikâyeler.. Ben de sevdim. Yazarla tanışmak isteyenler tereddüt etmeden başlayabilirler. Bir şey daha.. Hikaye içindeki karakterle bir başka hikayede sürpriz bir biçimde karşılaşıyorsuz. Kurgusal olarak da iç içe geçmiş bir özellik taşımaktadır. Uzatmadan son söz olarak iç içe geçmiş, bağlayıcı hikâyeler ve ve katmanlı.. Öyle hemen şu gibi akmıyor.. Ya da hislerinizden dolayı akamıyor. **Herkes o kadar birbirinin aynısı ki, gelenler gidenleri ya da gidenler gelenleri aratmıyor. Galiba bu yüzden, kalabalığın yalnızlıktan bir farkı yok.** İyi okumalar dilerim.

Muhtelif Evhamlar KitabıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20197,2bin okunma

··

2.635 görüntüleme

Sevgican

@Scgscg ·

07 Şubat 2022 16:17

youtu.be/4KlRnvlxfHw Günlerdir kapımı, kimseler çalmıyor Göğsümden içeri, yokluğun sızıyor Bir demlik çayım var Tütünüm de geçiyor ... Bende bir resmin var, yüzüme bakmıyor. İçler Dışlar Çarpımı*

2 sonraki yanıtı göster

Sevgican

@Scgscg ·

07 Şubat 2022 16:26

Sevgili

emine Size de çok teşekkür ederim. Vesile oldunuz ve çok hisli hikayeler okudum.📚

1 sonraki yanıtı göster

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.