“Kendi içindeki boşluğu, başkalarının duygularını “çalarak” doldurmak mümkün mü? Size çok tuhaf bir eserden bahsedeceğim #yüreksöken Baştan sona absürt bir roman, tuhaf insanlar ve olaylarla dolu bir köy. Psikanaliz yapmak üzere yola çıkan bir psikiyatrist üçüz çocuk doğurtmasıyla bir evde bulur kendini ve kitap boyunca da bu evde yaşar. Köyün insanları vicdan, merhamet, günah, mantık vs gibi kavramlardan bihaber. Bir tarafta vicdanlarını rahatlatmak ve utançlarından kurtulmak isteyenlerin utanç ve vicdanlarını para karşılığı sahiplenen insan, bir tarafta üçüz doğuran kadının aşırı korumacılığının boyutu ( ve kitabın sonunda geldiği nokta efsaneydi :)), bir tarafta yaşlıların panayırda satılması, çocukların dövülmesi, diğer tarafta üçüzlerin garip davranışları; uçmaları gibi. Diyeceğim o ki gerçeküstü, olağanüstü, doğaüstü bir roman okudum. Akıcı bir üslup, zengin bir dil ve soyut bir anlatım. Yermediği, eleştirmediği bir akış yok. Bol hicivli, güler misin ağlar mısın tadında bir kurgu. Biraz yazarın tarzına bakınca zaten dille oynamayı ve farklı anlatımlar kullandığını biliriz. Ve doğaçlama yazdığını da. Okumadığım diğer eserlerini bilemem ama bu son romanıyla zirvede bırakmış gibi geldi bana. Beklentimin çok üstündeydi. “Önünde sonunda, bir şey istemek isteğine zincirlenmektir.”

Yürek SökenBoris Vian · İthaki Yayınları · 2019272 okunma

·

316 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.