Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Benim için Cemil Meriç araftaki adamdır. Araftaki adam sınırlarda dolaşır. Buna biz modern entelektüelleri anlatırken marjinde durmak diyoruz, yani kendi uygarlığının marjininde durmak, ama aynı zamanda başka uygarlıkların, başka düşünme geleneklerinin de marjininde durmak. Entelektüel olmanın deyim yerindeyse “raconu” budur, kimse marjda durmadan entelektüel olamaz. Yani ideal formuyla entelektüel olamaz. Marj bize mesafe alma imkânı sunar. Yani kendi medeniyetimizin marjında durduğumuz zaman ona eleştirel mesafe alabiliriz, Batı uygarlığının marjında durduğumuz zaman da ona eleştirel mesafe alabiliriz. Eleştirel tavır için mesafe şarttır. Yoksa atalarımızın söylediği şeyleri aynen tekrar ederiz. Cemil Meriç bu anlamda arafta durur ve Batı’yı anlatırken bile, yani hayranlıkla anlattığı durumlarda bile Batı düşünce geleneklerinin marjinindedir. Kendisi sol gelenekten gelir ve onun marjinindedir, ama inanıyorum ki de facto Türkiye’nin modernleşme macerası gereğince fiilen kendi uygarlığının da marjinindedir. Modern mekteplerde okudu, modern düşüncenin büyük hocalarından ders aldı. Cemil Meriç’i anlamak için çağdaşlarına bakmak lazım; Cemil Meriç’in birçok çağdaşı ne kendi uygarlıklarının marjininde durabildiler, ne de ilgilendikleri, hayranlık duydukları Batı düşüncesinin marjininde durabildiler. Onlar kendi medeniyetlerinden bilinçli olarak çıkmayı, kaçmayı tercih ettiler, “out” oldular ve dolayısıyla kendi medeniyetlerine yukarıdan baktılar, marjininden değil. Marjinde durmak bize hem kendi geleneklerimizden beslenme imkânı, hem de dönüp onu eleştirme imkânı verir. Entelektüelin yaratıcılığı, yeni bir şeyler söylemesi burada gerçekleşir. Bence Cemil Meriç bu anlamda marjinaldir; marjinde bir entelektüeldir ve Türkiye’de “entelektüel” sıfatını hak etmiş birkaç entelektüelden biridir.
Hüssmettin ArslanKitabı okuyacak
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.