#1001kitap~~~ ***1111.kitabım***~~~Uyuyor. Yazgısı ona ne oyunlar etti!
Yaşıyordu. Meleksiz sönüp gitti.~~~
Victor Hugo (1802-1885), Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından 1i olup edebi ününü şiirleri ve oyunları ile kazandı. Romantik akimin en tanınmış adları arasında yer alan yazar, toplumsal gerçeklerle romantikliği harmanlayarak, yaşadığı dönem sorunlarıyla, politikayla yakından ilgilendi ve bunu kitaplarında hissettirdi okura en azından benim için öyle :))) 1848 ayaklanmalarının ardından Kurucu Meclis'e katıldı, daha sonra milletvekilliği yaptı, l'Evénement adlı 1gazete çıkardı. 1852'de Louis Bonaparte'in imparatorluğunu ilan ettiği hükümet darbesine karşı çıktığı için sürgün edildi. Cezası 1859'da sona erdi, fakat imparatorluk yıkılana kadar gönüllü olarak sürgünde kaldı, 1870'de Fransa'ya döndü. 1871'de Paris Komünü'nü desteklemese de komüncüleri savundu. Victor Hugo 1829 yılında yayımladığı "Bir Idam Mahkûmunun Son Günü" adlı romanıyla idam cezasına taviz vermez 1tavırla karşı çıktı ve bunu çok güzel okura yansıtmıştır yazarla tanışma kitabimdı severek okumuştum, özellikle 1yer vardı ki içimi epeyce acıtmıştı :((( Klasik edebiyatın şaheserleri arasında yer alan Notre-Dame'ın Kamburu yine çok severek okumuştum toplumsal gerçekçiliğin ezilmişliği içindeki romantiklik daha güzel anlatılamazdı kitabın yanında film benim için epeyce sönük kalmıştı ve Sefiller adlı romanıyla dünya edebiyat tarihine geçti, benim için de zorlu ama unutulmaz 1okuma oldu...
Kendime not olarak yazdığım 1incelemedir ki haddime 1durum değildir yoksa Sefiller i benim değerlendirmem, ben en fazla sadece duygusal bağlamda beni etkileyen ve toplumsal gerçeklerin dokunduğu kısımlar hakkında yorum yapabilirim ki kitapta da beni en fazla etkileyen yerlerdi. Kitap adalet kavramı üzerine efsane olan cümlelerle başlamıştır ki ""bu kitapta en çok beni etkileyen kısımlardı kitabın başı ve sonu"" zira başındaki hayatın adalet adına gerçekliği, sonundaki içimizdeki ve etrafımızdaki oluşan duygusallık ve 1de buna engel olmaya çalışanların kısaca özeti niteliğiyle kişilik analizlariyle duygusal anlamda epeyce etkileyip son bulmuştur... Benim için 1kitapta olmazsa olmaz dediğim iki durumdur hayatın acı gerçekleri ve bu durumlar içindeki duygusal bağlamlar...
Ana bölümler ve sayısız “kitap“ ve alt bölümden oluşan Sefiller, saçma 1nedenle suçlu duruma düşen Jean Valjean'ı, kötünün cisim bulmuş örneği Thenardierleri, düzen ve disiplinin hasta ruhlu koruyucusu yalnız adam Javert'i, 1çilenin simgesi, sokak kadını Fantine'i ve onun kızı melek Cosette'i, dramatik kişilerin hayatın içinden olabilecek durum ve karakterlerle kitabın bence en güzel analizleriydi ve iyiki okudum dediklerim arasında yerini aldı bu kişiliklerle. Tüm bu hayattan gerçeklerin dışında 1de 19. yüzyıl başındaki Fransa'sında, Waterloo Savaşı'nı resmen o savaşı bize yaşatarak, hatta okurken ben de kendimi savaşmış kabul ederek:))) ve beni epeyce daraltarak okutan kısımdı:))(( Jean Valjean'la birlikte Paris'in yeraltına inecek, manastırların karanlığıyla yoksulluğun izbe mekanları içinde kaybolunacak 1kitap...
1111.kitabim olması vesilesiyle ve ölmeden önce okunması gereken 1001kitap olması nedeniyle benim için geçerli iki durum :))) severek, ara ara bunalarak okudum ama
*-*iyi ki okudum*-*
Herkese sağlıklı mutlu huzurlu keyifli okumalar...
~~~Ölmek 1şey değil; korkunç olan yaşamamaktır.~~~