Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

72 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Stefan Zweig - Kızıl Kitabın Künyesi: Kitabın Adı: Kızıl Kitabın Yazarı: Stefan Zweig Kitabın Basıldığı Yıl: İlk Basım -> NİSAN - 2018, Son Basım -> OCAK - 2020 Kitabın Basıldığı Yer: İstanbul Kitabın Yayınevi - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Kitabın Yapısı: Özet: Üniversiteye yeni başlayacak olan Bertold Berger, öğrenimini yapmak üzere Viyana’ nın Josefstadt bölgesine yerleşir. Bu bölgede öğrencilere özel sayılabilecek bir apart içerisinde odasını bulur ve orada ikamet etmeye başlar. Henüz daha çocukluktan tam olarak çıkmamış olan kahramanımız burada bunalıma girecektir. Geldiği günün akşamına canı sıkılan Berger yan odada belki birileri bulunuyordur edasıyla bir odanın kapısını çalmaya gider. Orada avukatlık bölümünü okuyan Schramek ile tanışır. Schramek birkaç gün içerisinde yakın bir arkadaşı olmuştur. Nitekim kahramınımız Bertold Berger, okulda herkes kendisine küçümser gözle baktığı için kimseden korkmayan bir eda ile kendini kanıtlamak ister. Bir kafedeki dövüş klübünde üye olan birine meydan okur ve o kişiye kendisinin kartını vererek düelloya davet eder. Bu durumu öğrenen Avukat Schramek hemen olaya el atarak kavga olmadan tatlılıkla sonlandırır. Schramek delikanlı, yağız, cesur, yakışıklı, babayiğit bir gençtir. Sosyal olarak okulda birçok insanı tanımakta ve okulda söz sahibi olan birisidir. Düelloyu iptal ettirdiğini duyan Bertold, Schramek darılır lakin bir şey demeden kendi köşesine çekilir. Berger bu kadar daralmaya, küçümsenmeye, görünmez olmaya artık gelemeyecek hale gelir ve bunalıma girer. Olayların üzerinden zaman geçer ve bir gün Karla adında genç, çekici ve güzel bir kız olaylara dahil olur. Bu kız Schramek’ in sevgilisidir ve bir gün Schramek ve sevgilisi odada cilveleşirken odaya Berger girer. Berger karanlık odada ilk önce kimin olduğunu seçemez. Mumu yaktıklarından sonra orada o gece eğlenir, şarap içerler. Berger istemeden de olsa arzularına içten içe yenik düşer ve kıza karşı cinsel arzular beslemeye başlar. Berger, kıza bakarken bir an dalar. Kız ise Berger’ e benden hoşlanıyor musun diye sormadan edemez. Ardından Karla sevgilisinden de izin isteyerek Berger’ i öper. Schramek oğlanı kenara çekerek artık odadan ayrılması gerektiğini söyler. Birkaç gün sonrasında birkaç olay meydana gelir ve Schramek’ in odasına Karla ile Berger yalnız kalırlar. Burada şehvetlenen bir kızın isteklerini karşılayamayan Berger ( Zayıf, cılız olduğu için iri yarı olan Karla’ nın hareketlerini bastıramıyor. ) olayların sonucunda kızın kendisini duvara itmesiyle kolunu yaralar. Odasına gider ve bu olaya da üzülür. Bunalımların en dibindedir. Çoğu zaman Schramek ile Karla’ nın sevişme seslerini duyarak krizler geçirir. Schramek’ ten uzaklaşmaya başlar. İhanet ettiği arkadaşından uzak durması en iyisi olacaktır çünkü. Bütün bu olaylara rağmen Schramek’ in de bulunduğu odada Karla gizlice Berger’ in elini tutuyor, bacaklarını ona yaslıyordu. Bu kadar olayın ve çetrefilli bir durumun içerisinde olan Berger kendisi ile dalga geçtiklerini düşünerek tamamen uzaklaşır. Boşluğun içerisinde olan Berger, birçok eylem yapar bu sırada. ( Bu eylemleri açıklamayı burada gerek görmüyorum.) Bir gün evine dönen Berger, aşağı kat komşusunun kız çocuğunun hasta olduğunu öğrenir. Bu çocuk on üç yaşında yeni yetme bir kızdır. Kızımız “Kızıl” denilen bir hastalığa tutulmuştur. Bu gibi hastalıkları çocukların kolay geçirdiği lakin yetişkinlerin ise zor geçirdiği bilinir. Çocuğa yakınlık hisseden Berger, bu boşluk durumunda mesleği olan ve öğrenimini gördüğü doktorluk mesleğine tekrardan sıkı çalışmaya karar verir. Sanki bu çukurda bir ışık bulmuştur sonunda. Eni sonunda kız iyileşir. Kıza karşı aşırı yakınlık hisseden Berger, hasta iken kızın dudaklarından dahi öpmüştür. Bir gün o kızın büyüyüp kendisi ile takılacağını düşlemektedir. Bu kadar olayın sonucunda Berger’ de kızıl hastalığına düşer. Hastalık ona da bulaşmıştır. Yatağında bir sürü düş ve hayallemeler gören Berger, “ne ölümle ne de yaşamla ilgileniyordu”. Tema: Bunalım, hayatta asla istemeyeceğiniz bir psikolojik travmadır. Dil ve Anlatım: Sade ve anlaşılır bir dil ile yazılmıştır. Konuşma satırları ayrılarak konuşma çizgisi ile yazılmıştır. Tanrısal bakış açısı ile kaleme alınmıştır. Mekan: Viyana Zaman: Geçmiş bir zamanda ortalama kitap 1800’ lü yılları çağrıştırıyor. Ana Fikir: Bunalıma girmemek için hayatta her zaman kendi yolumuzu çizmeliyiz. İçinde bulunduğumuz hayatı sorgulamalı ve aklı selim adımları atmayı öğrenmeliyiz. Yardımcı Fikirler: -> Asla kimseye güvenmemeliyiz. -> Para ile yapılan cinsel ilişkinin insana manevi bir güç verdiği söylenemez. -> Ön yargılı olmamalıyız. -> Eğer ki vücutsal olarak diğer insanlardan eksik hissedeceksek, vücudumuzu geliştirmeli, ön plana çıkmalıyız. -> İhanetin bedeli, insanın kalbinde derin etkiler yaratabilir. -> Arzulara yenik düşmek yerine onları kontrol altına alabilmeliyiz. -> Her ne kadar asosyal olmayı seviyor olsak da toplumdan ve toplum kurallarından ayrı durmamalıyız. -> İşimize, gücümüze odaklanıp kör gibi çalışmak hayata tutunmanın ve eğlenmenin yolu olabilir. -> Ailemize sahip çıkmalıyız. Karakterler: Ana kahraman: Bertold Berger, sıska, cılız ve kendi içine kapanmış bir genç. Arzularına yenik düşen, bunalımlı ve bir o kadar da değişken bir karakter. Schramek: Avukatlık okuyan üniversite öğrencisi. Oldukça yağız, delikanlı, atılgan ve konuşkan bir genç. Bertold Berger’ in onun gibi olma hevesi bulunmaktadır. Karla: Schramek’ in sevgilisi. Oldukça güzel, alımlı ve iri yarı bir kız. Küstahlığı, kibiri ile dikkat çekiyor. ve diğerleri. ( alt komşu, alt komşunun kızı, dövüş klübünde bulunan gençler ) Kitap Hakkında Kişisel Görüşüm: Kendinizi asla Bertold gibi bir bunalıma sokmaya izin vermeyin. Arzularınıza bu denli hakim olamamak kötü sonuçları da beraberinde getirir. Sevgili okuyucum, unutmamanız gerek bir şey varsa o da belli toplum kuralları olduğu siz yağız bir delikanlı ya da kız iseniz henüz reşitliğini tamamlamamış başka birine aşık olmanız ve yahut aşık olsanız dahi fiziksel ya da duygusal olarak bunu karşıya belirtmeniz yanlıştır. Nitekim karşıda henüz yeni hayata zihnini açmaya başlayan, özgürce kararlarını veremeyen çocuklar duruyor. Bu sebeplerden ötürü bazı engellerin olduğunu aklınızdan çıkarmamanız gerekmektedir. Kitap oldukça güzel bir dil ile kaleme alınmış. Kısa ve bitirmeniz de bir o kadar kolay olacaktır. Kendinize çıkaracağınız bir sürü dersler var. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Hepinize iyi okumalar diliyorum. Yazar Hakkında: Stefan Zweig (28 Kasım 1881, Viyana, Avusturya – 23 Şubat 1942, Petrópolis, Brezilya), Yahudi kökenli Avusturyalı yazar. Roman, uzun öykü, tiyatro, deneme, şiir, seyahat, anı türlerinde yirmiden fazla eser verdi. Biyografi ustası olarak tanınır.[1] 1920'li ve 1930'lu yıllarda Alman dilinin en çok okunan yazarları arasında sayılan Zweig'in eserleri milyonlarca baskıya ulaşmış ve elliyi aşkın dile tercüme edildi. 1933'te eserleri Naziler tarafından yakıldı. Bu olaydan sonra ülkesini terk eden Zweig, 1941'de Brezilya'ya yerleştikten sonra 22 Şubat 1942'de karısı Lotte Altmann ile birlikte intihar etti. Devamı: tr.wikipedia.org/wiki/Stefan_Zweig Çeviren Hakkında: (REGAIP MINARECI) 1955 yılında İstanbul’ da doğdu. Münih’ te geçen lise ve üniversite yıllarının ardından 1977 yılında Hürriyet Grubunda çevirmen olarak çalışma hayatına atıldı. Hürriyet Dergi Grubu, Tercüman, Milliyet Dergi Grubu, Güneş Gazetesi ve Doğan Kitap’ ta editör, yazıişleri müdürü, yayın yönetmeni ve yayın koordinatörü olarak uzun yıllar idari görevlerde bulundu. Önceleri gazeteciliğin yanı sıra sürdürdüğü edebiyat çevirmenliğine artık zamanının önemli bir bölümünü ayırarak devam diyor.
Kızıl
KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202229bin okunma
·
246 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.